Bu haftaki yazım içinizi ısıtan, hayallere daldıran, size ne kadar yerimde olmak istediğinizi söylediğiniz yorumları yazdıran yazılardan biri olmayacak.
Bildiğiniz gibi yazı Alaçatı`da geçiriyorum. Burası bana gerçekten çok iyi geliyor. Artık havasından mıdır suyundan mıdır bilmem… Hani neden bu kadar çekim hissettiğinizi bilmediğiniz yerler vardır ya, ondan işte.
İlk kez 3 sene önce gelmiştim. Sonra her yaz ve kış (hatta kışları daha da güzel olur Alaçatı) sık sık buraya gelir oldum. Harika dostlar edindim. Burada evlendim ve nihayet geçen yaz sonunda Alaçatı`da bir evimiz oldu.
Haziran başından beri buradayım. Artık kendimi Alaçatı`lı gibi hissediyorum. Ancak kendimi böyle hissettikçe bazı şeyleri daha iyi görüyorum ve içim parçalanıyor. Alaçatı`yı benden çok daha önce keşfetmis, hatta şehirdeki yaşamlarını geride bırakıp burada yaşayan dostlarım var. Onların içinin nasıl kan ağladığını tahmin edebiliyorum ancak.
Bu güzelim yerin, her karesinin korunması ve özen gösterilmesi gerekiyor. Bir kere elden gitti mi bir daha dönüşü olmayacak diye korkuyorum.
Yukarıda gördüğünüz fotoğraf, yatak odamın penceresinden çekildi. Evet sabahları kuş sesleriyle uyanıp, temiz bir hava almak için penceremi açtığımda bu manzarayı görüyorum. Belli ki, sokağımıza yerleştirilen çöp kutuları, yazın artan nüfus için yetersiz kalıyor. Sadece bizim sokak değil, çoğu sokakta bu görüntüyle karşılaşabilirsiniz. Çöp arabasının gelip çöpleri alması da çözüm değil! Çöpler alındıktan sonra da ayrı bir kirlilik söz konusu. Kokudan bahsetmeme gerek yok herhalde!
Bazı kafeler gece kapatırken önlerini temizlemedikleri için bu görüntü sabahları ara sokaklardan ana yollara da taşıyor.
Gelen tatilciler ve bazı Alaçatı sakinleri de hiç dikkatli değiller. İnanır mısınız, penceremin önündeki çiçeklerin içinden pet şişe topluyorum. Ayrıca geçen gün yemekten vazgeçtiği dondurmasını penceremin içine bırakmayı uygun gören kişiye kucak dolusu sevgilerimi iletirim!
Başkanımız, herkese evinin önünü temiz tutmasını önermis! Evimin önü tertemiz Sayın Başkan! Ev önü olmayan yerleri ne yapacağız?
Sonra o yönlendirme tabelaları nedir? Bu projeye onay verirken cok şahane bir şey yaptıklarını düşündüler korkarım! Hiç Alacatı ruhuna uyuyor mu? Sponsor firmaya da tebriklerimi iletirim! Bu kadar sevdiğim bir markadan çok daha uygun bir proje beklerdim!
Say say bitmez ki! Mağaza ya da restoran yapmak için orijinalliği bozulan yapılar, kötü tabelalar, evlerin bulunduğu sokak aralarına açılan barlar, inşaat yasağı başlamasına rağmen duyulan çekiç sesleri, sigara izmariti dolu yollar, restoranların usulsüz yayılımından yürünecek yer kalmayan çarşı, yönlendirme tabelaları ve yeterli güvenlik görevlisi olmayan otoparklar, gittikçe Alaçatı`yı şikayet edilen bir yer haline getiriyor. Üstelik biraz evvel Alaçatı Belediyesi`nin sitesine girdim. Ege`nin incisi olarak bahsettikleri Alaçatı için bir şikayet/öneri bölümü yok.
Bu yazdıklarım gözle görünmeyen şeyler mi? Bu beldeden sorumlu birinin tüm bunları farketmemesi gibi bir şey olabilir mi? Farkedip bu konuda hiçbir şey yapılmaması kabul edilebilir mi? Ben çözümsüz kaldım… Madem bizim şikayet ve önerilerimiz dinlenmiyor, Sayın Başkanım, bizlere bu konuda sizin bir öneriniz var mi?
GÜNLÜK TAROT FALINIZ
