Veee döndüm! Bir kayboldum geçen hafta, şimdi tekrar buradayım! Nerelerde miydim? Neler mi yaptım? Hemen anlatmaya başlıyorum… (Bazen kendimi günlük tutuyormuş gibi hissediyorum. Bir gün sevgili günlük diye başlarsam şaşırmayın!)
Yeni yıla girmek için bir gün önceden Alaçatı’ya gittik. Alaçatı size yazlık bir yer gibi gelebilir ama kışlarına da vurulursunuz bir kere gidecek olsanız. Hadi yılbaşı gecesini anladınız da, onun dışında ne yapılır ki kışın Alaçatı’da, nasıl vakit geçirilir değil mi?
Bir kere kahvaltılar meşhur ve uzun. Kahvaltı bittiğinde zaten öğlen oluyor. Şu anda lor üzeri çilek reçeli geçiyor gözümün önünden. Yoksa otlu peynirli yumurta mı dedin?… Tabi ki Agrilia’da! Neyse toparlanıyorum… Sonra biraz yürüyüş yapılıyor ve bu sefer de kahve içmek için Köşe Kahve’ye oturuluyor. Orada otururken geçen dostlarla merhabalaşılıyor ve masa zamanla 15 kişi oluyor. Konuşulan konular güzel, insanlar mutlu, yüzler gülüyor…
Sonra akşam yemeğine kadar kitap mı okumak istersin, televizyon mu tercih edersin, yoksa biraz kestireceğim mi dersin bilemem. O sana kalmış. Ama akşam muhakkak rakı sofrasına oturuluyor. Sohbetler devam ediyor, çok gülünüyor, çok yeniyor, yine yarın az yiyelim muhabbeti yapılıyor, ama tam bu lafın üzerine masaya sakız tatlısı geliyor ve tabi ki o da yenmeden kalkılmıyor.
Nasıl? Hiç fena değil, değil mi? Ama benim asıl bahsetmek istediğim Asma Yaprağı. Asma Yaprağı, bizim evimizin olduğu sokağa yeni açıldı. Hani Köşe Kahve`nin yanından aşağıya dogru devam edin. Yol sağa doğru kıvrılır. İlerde sağda… Açan da Kırevi’nden tanıdığımız Ayşenur. Bir kere Kırevi’ni biliyorsanız menü hemen hemen aynı, ama yepyeni eklemeler var!
Sabah gittiğinizde yine nefis bir kahvaltı bulabilirsiniz. Ya da günün her saatinde salatalar, zeytinyağlılar, tostlar, kurabiyeler…Hatta turşu, peksimet, reçel satın alabilirsiniz. Ama Ayşenur’u arayıp biz akşam şu kadar kişi geliyoruz derseniz, menü dışında müthiş tatlarla tanışabilirsiniz.
Asma Yaprağı zaten ev gibi döşenmiş, oda oda bir yer. Öyle restoran havası beklemeyin. Önceden ararsanız odalardan biri tamamen sizin grubunuza ait olabilir. Biz yılbaşı gecesi öyle yaptık. Nefisti! Gitmişken abajurlara bakmayı da unutmayın. Aysenur kendisi tasarlıyor. İsterseniz biri sizin olabilir.
İşte bu güzel seyahatten dönüşte bendeniz hastalandım. Yaklaşık bir hafta da kendime gelemedim. Bu nedenle geçen hafta yoktum. Mazeretim büyük, affedildiğimi umarım…
Fakat evde geçen bir haftanın ardından takdir edersiniz ki çook sıkıldım ve kendimi iyi hissettiğim ilk gün hemen bir organizasyon yaptım. Ne zamandır çağdaş sanat ve tasarımın merkezi olma iddiasındaki Akaretler Sıraevler’deki değişimi merak ediyordum. Hava da güzeldi şansımıza. Ve İpek ve Leyla’yla yeni açılan Paul Kasmin Gallery’nin önünde buluşmak üzere sözleştik.
Öncelikle Paul Kasmin Gallery, New York’un en önemli galerilerinden ve ilk konuğu da David LaChapelle. Serginin ismi “Documents of Desire & Disaster”. David LaChapelle, Newton’dan sonra fotoğrafın yaramaz çocuğu ve sihirbazı olarak tanımlanıyor. Gerçekten de kurgular müthiş! Bir çok ünlü LaChapelle’e modellik yapmış. Naomi Campbell, Paris Hilton, Angelina Jolie, Alexande McQueen sadece bazıları. Aralarında Tarkan da var. Ben en çok müze serisinden etkilendim. Mutlaka gidilmeli, görülmeli. Ocak sonuna kadar zamanınız var. Akaretler Sıraevler’de başka galeriler ve yeni açılan restoranlar da var. Güzel bir gün geçirebilirsiniz.
Ben artık iyiyim. Kendime de iyi bakmaya devam edeceğim söz! Ama hazır laf kültür sanattan açılmışken benden sizlere bir tavsiye daha. 19-20 ve 21 Ocak’ta Babylon’da Oi Va Voi konseri var. Kaçıncı gelişleri sayamadım. Daha önce gitmediyseniz, bu haftaki en önemli işiniz bu konsere bilet bulmak olsun. Şahane bir gece geçireceksiniz! Benden size garanti!
GÜNLÜK TAROT FALINIZ
