Bi kere çok yakın, ha İstanbul’dan kalkıp Ankara’ya gitmişsin ha Atina’ya. İklimi güzel, yumuşak, deniz desen deniz dağ desen dağ var. İnsanları çok sıcak, konuşkan. İki ülke arasındaki düşmanlık dedelerimiz zamanında bi de çok fanatik milliyetçilerde kalmış. Hele bi Türküm demeye görün, direk ortak kelimeleri sıralamaya başlıyorlar: portakali, karpuzi, çakmaki, baklava, dolmades, cacıki say say bitmez. Damak tadımız aynı, yani daha çok Ege bölgemiz ile aynı diyelim (ben İzmirliyim ya herkesi öyle bildim bi an), dokunmatik konuşmalarımız, heyecanlı anlatımlarımız, kavga gürültü koparmamız da aynı. Farklı olan şey onlar bizden daha medeni, liberal, bi de kültürleri hep dışarda yeme içmeye dayalı.
7 milyonluk Atina’da herkes sokakta, sanki su bile içmeye bir cafeye gidiyorlar. Evde oturan var mı merak ediyorum doğrusu, her yer restoran, cafe, bar kaynıyor ve bunlar her daim dolu. E hani kriz vardı? Yani günde harcayacak 10 liraları varsa onu da dışarda kahve içmeye harcıyorlar bence. Bizim gibi turist takılanlar için ortam cıvıl cıvıl tabi, insan kaynıyor tüm mekanlar, akşamüstü bir balıkçıya mı gittiniz, 6 gibi tabaklar kalkıyor hoop eller havaya atılsın göbecikler (yoksa bunlarda Romenlik mi var bi de?)!! Bu akşamüstü onlar için öğle yemeği üstü tabi, Atina’da hayat geç başlıyor. Mesela akşam şahane bir restorana mı rezervasyon yaptınız, saat 20:00’deki tek masa size ait olabilir. Genelde 23:00 gibi yemek yeniyor akşamları. Diyelim canlı müzik dinleyesiniz geldi, yani buzuki falan, eğer ki bir sanatçı çıkıyorsa 01:00’de sahne alıyor, e tabi haliyle o programa gidene sabahlar olmasın!
En son evvelki hafta gittim, tabi ki de her zaman olduğu gibi çok bayıldığum Anna Vissi’ye. Bu şahane kadın bizim Ajda Pekkan/Sezen Aksu kırması, yani Ajda ile Sezen bizim için ne ifade ediyorsa Anna da Yunanlılar için onu ifade ediyor. Fanatikleri ve onların kurduğu fan klüpleri var. Ben de kendisine hastayım tabi uzun zamandır. Bu ablamız da Hotel Ermou diye bir gece klubünde çıkıyor, mekan şahane ve gösteri muhteşem. Tam tamına 60 yaşında ve taş gibi, eminim yüzünde ufak botoxlar, dokunuşlar var ama göbek deliği alnına gelmemiş, hala şahane gözüküyor. Hele o sesi var ya, ne çatlıyor ne kısılıyor, sabahın 01:00’inden güneş ağarana kadar zerre yorulmadan aynı enerjiyle kah hoplatıp zıplatıp kah ağlatıp devam ediyor, helal olsun, nasıl bakıyorsa kendine ben de öyle bakmak istiyorum! Böyle 60’a can kurban..
Demem o ki, tedbil-i mekanda ferahlık vardır; işten mi bunaldınız, sevgiliniz canınızı mı sıktı, çocuklar kafanızı mı şişirdi, kaçın haftasonu bir Atina yapın, mesafe yakın, tüm havayolları gidiyor, sık sık çeşit çeşit sefer var, memleket ucuz, havası güzel, e daha ne olsun işte ya! Akşamüstü gün batımında bir uzo patlatın, yanında balıkaki, gece de buzuki, gündüz de artık Kolonaki senin Plaka, Glyfada, Kiffisia benim gezin.
Otel önerim de var, böyle Ulus/Etiler gibi bir yerde hip bir otel isterseniz Semiramis denenmeye değer. Yok ben şehrin içinde takılayım diyorsanız Plaka’ya yakın Electra Palace şahane bir seçim, burdan Acropolis’i de görebilirisiniz. Daha ne diyim ben size, gidin gari!
GÜNLÜK TAROT FALINIZ
