Ana SayfaYazarlarBitmeyen Yaz`dan Bir Gün

Bitmeyen Yaz`dan Bir Gün

Sevgili okurcan, beni özlediğinizi varsayarak ilk sayfada resmimin yer almamasından duyulan şikayete cevaben bu ayki yazımı ele alıyorum. Zaten bu ayın yarısı bayram tatilini beklemekle, diğer yarısı da 29 Ekim’le birleşen uzatılmış bayram tatiliyle geçiyor da gidiyor bile. Bu vesile ile 29 Ekim doğumlu Cumhuriyet çocuğu babacığımın doğumgününü burdan kutlarım.

Görüşmeyeli neler oldu derseniz:
·         Felix uzaydan zıpladı, dünyaya indi, rekor kırdı, millet aya biz yaya durumu ve en çok gazetecisi içerde ülke durumu devam
·         Bitmek bilmeyen yazın ve gelmek bilmeyen kışın sonucu Ağustos aylarını aratmayan bu Ekim gününde elbette ki herkes gibi ben de gribal enfeksiyon emareleri taşıyor, bir türlü iyileşemiyorum (annem duymasın yoksa klasik “ çok geziyosun, dinlenmiyosun, sağlıklı beslenmiyosun, hep abur cubur, yat biraz evde cık cık cık” teranesi yine dillere pelesenk olacak)
·         Sanatsal faaliyet olarak Sabancı Müzesindeki Monet sergisine dün grip münasebetiyle gidememiş olsam da yarın BİFO’nun açılış konserini şereflendireceğim
·         Düğün sezonu yaz kış dinlemeden yine açıldı; Merve-Ömer, Oğuzhan-Gülce, Görkem-Aysun’a şimdiden mutluluklar
·         Size söz verdiğim üzere uçuş fobisi terapimde de gelinen son noktayı da belirtmeden geçemiycem: 3 seans EMDR’den sonra işe yaramadığı kanaatine vardım ve Milton Erickson’un Psikiyatrik Teknikler kitabını tavsiye üzerine okumaya başladım
·         Kitap okumak demişken elbetteki Grinin Elli Tonu (Fifty Shades of Grey) okundu bitirildi ve acaba 2. ve 3. kitabı da okusam mı diyorum…bu kararsızlığımın sebebi ilk kitabın sonundan rahatsız olmam, bi de Darcy de tutturmasın mı ben de okuycam diye, valla şu hayatta kendimize ait bir zevkimiz olamıycak, meraklı sevgili sendromu her yerimizi saracak benden söylemesi…
·         Yaz sonrası alınan kiloları kısmen azcık eski dostum Dukan sayesinde vermişken Cremeria Milano’nun yeniden keşfiyle akşam dizi-film vs izlerken kendimizi birden yarım kilo dondurmayı kaşıklar halde bulmaya başladık, bu sayede 2 haftalık gut olma-açlık orucu modum kesildi, eski etli butlu topalak kıvama geri dönüldü…şu Bayram da geçsin de, dönüşte ya Hürrem’i zayıflatan diyetisyen Yelda Kahvecioğlu’na ya da Hadise’yi Twiggy kıvamına getiren Şeyda Coşkun’a gitmek gerekiyor, gerçi Şeyda Hanım’ın ücreti kurumsal bir şirketin yönetim kurulu üyesinin maaşından fazlaymış aldığım duyumlara göre…
Son olarak içinde bulunduğum ikilem hakkında size danışıp bu blogu interaktif bir hale getirmek isterim ey okur! Şimdi benim çok tatlı, sevimli, şahane, 40 kere düşürmüş olmama rağmen ekranı çatlamamış, İos 6 yüklememe rağmen resimlerimi silmemiş bi Iphone 4S’im var, ona cici bici kapaklar takıp şekilden şekile sokuyor elimden düşürmüyor (sakarlık anlarım dışında) pek bi seviyorum. Şimdi bayram bahanesiyle gezmelere gitmişken bu caaanım telefonun üstüne gül koklayayım mı, bir üst modelini alayım mı ? İçimden bir ses hayır diyor, duygusal olarak çok bağlandım…neyse yorumlara yine de açığım, hani içinizden biri beyninin soluyla düşünür de bana mantıklı bir açıklama yapar diye…
Bir dahaki yazıma dek tereyağlı irmik helvası yiyin, biraz önce ofise geldi, offf…şimdiden hepinize iyi bayramlar!

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI