Ana SayfaYazarlarMeme estetiğinde son gelişmeler

Meme estetiğinde son gelişmeler

Göğüs küçültme estetik ihtiyaç mı, sağlık için gereklilik mi?

Kadın meme dokusu, ergenlik ile büyümeye başlar ve % 99’unda 18 yaşının bitiminde, büyümesi biter. Daha sonra hamilelik ile beraber, hormonal uyarıya bağlı olarak büyüme devam eder ve emzirmenin bitmesi ile beraber, çoğunlukla o andaki büyüklüğünde kalır, %15-20 kadarında ise bir miktar küçülür. Meme içinde sadece süt bezlerinin gelişeceği meme dokusu değil, aynı zamanda yağ dokusu da bulunur ve büyüklüğe bu iki doku beraber etki ederler. Meme bezinden zengin bir meme dokusu, kilo alıp vermelerden çok, hormonal değişikliklerle büyür. Oysa yağdan zengin bir meme yapısı, kilo değişimlerinden daha çok etkilenecektir. 
Meme küçültme ameliyatları, meme gelişiminin durduğu 18 yaşından sonra her zaman yapılabilir. Çok büyük memesi olan hastaların ileriki yaşlarını beklemeden meme küçültme ameliyatı yaptırıp ileride çok izli ameliyatlardan korunmasını sağlamak doğru bir yaklaşım olur. Meme küçültme ameliyatlarında kullanılan modern teknikler sayesinde, süt bezleri kesilmeden, yani hastanın gelecekte bebeğini emzirememe riski olmadan, ameliyat edilmesi mümkündür. Meme ucu hissizlikleri çok nadir ve hemen daima geçicidir. Bir ay içinde tüm cilt hisleri normale döner.
Normalde kadınların çok büyük bir bölümünde, memenin başı ölçüldüğü zaman memenin altındaki çizgiyle hemen hemen aynı seviyede gibidir. Eğer sarkıklık miktarı çok fazla değilse, yani 7-8 santimse, tek izli meme küçültme ya da meme dikleştirme ameliyatlarında, izi fazla büyütmeden, iyi sonuçlar elde edilebilmektedir. Ama memenin kendisi çok büyükse, her bir memeden ortalama birer kilo meme dokusu çıkartılması gerekiyorsa bu ameliyatlar estetikten öte hastanın sağlığı için gerekli ameliyatlardır. Hastanın duruş bozukluğu, kamburlaşmaması, sırt ağrılarının artması gibi estetikten öte hastanın sağlığına hizmete edecek bir ameliyat olarak düşünmek gerekir. 
İyileşme süreleri 
Sadece bir meme protezi ameliyatı yapılıyorsa ve silikon, meme dokusu altına yerleştiriliyorsa hasta aynı gün hastaneden çıkar ve 3-4 gün sonra normal hayata döner. Silikon protez, kas altına yerleştirildiyse, aktif hayata geri dönüş bir haftayı bulacaktır. Ancak 2-4 hafta arası ağır spor yapmamak, ağırlık taşımamak, özellikle ilk birkaç gün araba kullanmamak önemlidir 
Doğum sonrasında yaşanan en büyük problem, emzirmeye hazırlanırken göğüslerin büyümesidir. Emzirme dönemi sona erdikten sonra da meme dokusu küçülür. Bütün problem, kilolu insanların zayıflamasından sonra olan durum gibidir. Cilt dokusu, memede olan bu büyüklük farklarını elastikiyet kabiliyetiyle çoğu zaman kapatırken, bazen tamamen karşılayamaz ve bir miktar gevşeklik olur. Bu gevşekliğin miktarı az ise küçük bir silikon koyarak sorun çözülür. Eğer silikon istenmiyorsa ve yeterli meme dokusu varsa, kısa izli meme dikleştirme ameliyatı yaparak da meme şekillendirilebilir 
Silikon protezlerin teknolojik devrimi
1960’ların ortalarında, daha henüz, o devrin Hollywood yıldızlarına, çok gizli tutulan ameliyatlarla yerleştirilen silikon protezlerle, 2010 kuşağı yeni protezleri karşılaştırmak; pervaneli uçaklarla, günümüz süpersonik jetleri karşılaştırmak gibidir. Teknolojide en büyük yatırımların yapıldığı tıpta, 1960’lardan bu yana 5. nesil silikon protez çağındayız ve bu protezler, gerek dış çeperleri, gerek içlerindeki silikon jel içeriği, gerekse şekilleri açısından, hastalarımıza en güvenli ve en doğal görünümü sunuyorlar.
1980 ve 1990’lı yıllarda en büyük tartışma konuları, silikon protezlerin kanserojen olup olmadıklarıyla ilgili idi. Amerika Birleşik Devletlerinde 15 yıla yayılan ve binlerce hasta üzerinde yapılan ayrıntılı araştırmalar, silikon protezlerin kanserojen olmadıklarını ispatladı ve 2003 yılında silikon jel içeren protezler tüm dünyada aklandılar.
2000’li yılların en önemli tartışması ise, o yıllarda kullanılan 4. nesil protezlerin 8-10 yıllık bir kullanım süresinin sonunda, yaklaşık % 15 kadarının dış çeperinde meydana gelen incelme nedeniyle yırtılmaları ve jel içeriğin, hastanın dokularının içine “akması” idi. Senelik mamografi ve ultrasonografi ile takip edilen hastalar, şüpheli bir durum olduğunda protezlerinin değiştirilmesi için tekrar ameliyat edilirlerdi. 
2010 yılından itibaren teknolojideki gelişmelerle, bu gün artık, “akıllı jel” diye tabir edilen “kohesiv” jel içerikli silikon protezler kullanılıyor. Bu protezlerin pek çok avantajları var. Her şeyden önce, silikon protezin dış çeperi yırtılsa dahi, bu jel şeklini koruyabiliyor ve akmıyor, dolayısıyla hastanın dokusuyla temas etmiyor. Bu sayede güvenli bir ameliyat süreci ve sonrası sağlanmış oluyor. Ayrıca bu jel yapısı, şeklini muhafaza ettiği için, hastanın içine yerleştirildiği formda kalıyor ve geçmişte hastaları rahatsız eden şekil bozukluklarına yol açmıyor. Son olarak dış çeperi oluşturan silikon kılıfın yapısındaki teknolojik ilerlemeler sayesinde, eskiden sıkça rastlanan kapsül oluşumlarının ve sertliklerin önüne geçilmiş oluyor.
Sonuçta, bir ömür kullanılabilen, sağlık açısından hiçbir sakıncası olmayan, formunu ve yumuşaklığını her zaman koruyabilen akıllı silikon jel protezler, plastik cerrahinin hizmetindeler..
Yeni kuşak akıllı protezlerin, teknolojik olarak en büyük avantajlarından biri de, protezlerin artık daha çok şekil ve ebat çeşitliliği göstermeleri. Hastanın boyu, göğüs kafesinin genişliği, göğüslerin birbirinden ayrıklığı, göğüs ucunun sarkık olup olmaması gibi pek çok parametre göz önünde bulundurularak yapılan ölçümlerle, artık 100’e yakın protez içinden en uygununu seçmek mümkün.
Plastik cerrahlar olarak, biz, son derece güvenli, hastanın meme dokusuna uyumlu, dokunulduğunda bile anlaşılmayan meme büyütme ameliyatları yapabiliyoruz. Gelişen teknoloji sayesinde özellikle üç-dört santimlik bir kesi ile meme başından ve memenin altından ameliyatlar gerçekleştirebiliyoruz. Sonrasında gerekirse, lazer uygulamaları ile ameliyat izleri görünmez hale getirilip, hastaların memnuniyeti arttırılıyor. 
Yine son iki üç yıldır, göğüs büyütme ameliyatlarında, silikon protezlere alternatif olarak, hastadan alınan yağ dokusu, özel işlemlerden geçirilerek, göğüs bölgesine enjekte edilmektedir. Meme dokusunu, protez kullanmadan, yağ enjeksiyonuyla, yarım beden kadar büyütmek mümkündür. Protez ameliyatı yapılan hastanın dekoltesinde çok kemikli bir görüntü varsa o bölgelere protezin dışında yağ da vererek daha simetrik bir şekillendirme yapılabilmektedir. 

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI