Ana SayfaYazarlarOrmanın gerçek kralları, geyikler

Ormanın gerçek kralları, geyikler

Aslanlar ağızlarının tadını biliyor, geyik ormanda karşınıza çıkabilecek en lezzetli hayvanlardan biridir. Benim için de, özenle yetiştirilmiş steak-house hayvanlarından daha özel bir yere sahiptir.

Geyik eti, koyu kırmızı bir renkte, sinirleri alınmış gibi görünür ama aslında sinirleri yok denecek kadar azdır. Doğru marine edilip güzel pişince yumuşak et sevenleri kalbinden vurabilir. Et kokusunu sevenler için de sürprizlerle doludur. Bana cani demeyin ama piştikçe orman mutfağınıza doluyor gibi hissedersiniz.

Orta ve Doğu Avrupa`da yaygın bulunan geyik etine ülkemizde sahip olmak malesef o kadar kolay değil. Özellikle Avrupa tatilleri dönüşlerimde bütçemi freeshoptan ziyade et reyonlarında harcıyorum. Bir efsaneye göre bu et, İstanbul Fatih`deki kadınlar pazarında bulunuyor. Daha güvenilir bir kasap isteyenler için adres "Kurtuluş Kasabı."

Geyik etini temin edenler için bazı tavsiyelerim olacak. Dana etini herhangi bir şekilde marine etmeden de yiyebilirsiniz, ama aynı şeyi geyik eti için tavsiye etmiyorum. Pişirmeden önceki gece etlerinizi süte yatırın, kabın içinde etler sırtüstü yüzecek kadar süt doldurun. Biraz Türk havası katmak isterseniz, eti zeytinyağlı taze kekiklerle arkadaşlık ettirebilirsiniz. Ben bugün sizin için tavada soğan ve mantarlı geyik bonfile lokmaları hazırlayacağım. Malzeme listesinin ne kadar az olduğunu görünce şaşırmayın, et güzel olunca yanında sebze bahçesi kurmaya gerek yok.

Malzemeler; 2 kişilik.
Marine için: süt, tereyağı, taze kekik ya da defne yaprağı.

Geyik bonfile, sinirsiz koyu kırmızı, 2 soğan, 1 diş sarımsak, 1-2 mantar, tuz, karabiber – piştikten sonra -, yarım bardak su.

Etimizi pişirmeden önceki gece tereyağı ile her yerini güzelce yağlıyoruz. Sonra lokum boyutunda parçalara ayırıyoruz. Hafif derince bir kaba, etler rahat gömülecek kadar süt dolduruyoruz. Yazıda zeytinyağlı taze kekik demiştim, ama isterseniz defne yaprağı da harika sonuçlar verecektir. Dolaba atıp hem etleri hem kendimizi uyutuyoruz. Ben, geyik etini rüyaya daldığım anda pişirmeye başlayan biriyim.

 

Ertesi gün akşama kadar güzel bir gün geçiriyor ve yemeğin hakkını verecek kadar acıkmış bir şekilde pişirme işlemine başlıyoruz. Bünyemizi artık ormanın derinliklerine salmaya hazırız.

Tavamızı ateşe koyuyoruz ve tava sıcak hatta çok çok sıcak olana kadar bekliyoruz. Bu sırada etimizi sütünden arındırıyoruz. Soğanlarımızı öyle çok parça pinçik yapmadan büyük büyük halkalar şeklinde kesip sonra her halkayı ortadan ikiye bölüp uzun soğanlar elde ediyoruz. Sarımsağı istediğiniz kadar küçük parçalara ayırabilirsiniz, onları tabakta pek görmesek de olur. Mantarları ortadan ikiye bölerek yine büyük parçalar halinde bırakabiliriz.

Etlerimizi tavaya davet ediyoruz, yağ eklemeye gerek yok. Zaten dün gece onlar marine edildi ve dersini aldı. Etler cızırdamaya başladıkça üzerine biraz su ekliyoruz. Ben tavanın içine bir kaç tane zeytinyağlı taze kekik atma taraftarıyım. Eğer etlerinizi daha yumuşak istiyorsanız tavanın kapağını kapatabiliriz.

Kokuyu alıyor musunuz? Orman size kapılarını an itibariyle açtı. Çok kızgın tavanın içine et suyu, zeytinyağlı kekik, hafif süt ekliyoruz. Viola! şimdi soğan, sarımsak ve mantarı da boca ediyoruz. Yemeği yakmadan, kebapçı gibi fazla pişirmeden hatta belki sadece rengini bir tık kıracak kadar kavuruyoruz.

Şekil olsun diye değil, eti porselen tabakta et soğumasın diye kesme/servis tahtası üzerinde servis edebilirsiniz. Ben tavadaki suyu azaltıp, tavada olduğu gibi servis etme taraftarıyım. Yanında barbekü sos ve Hoegaarden buğday birası iyi gider.

Ekmeksiz yiyin! Afiyet olsun. 

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI