Ana SayfaYazarlarNOEL ÇOCUK NİCHOLAOS & NOEL KEDİ ELFEDER-2

NOEL ÇOCUK NİCHOLAOS & NOEL KEDİ ELFEDER-2

                                                                         NOEL KEDİ ELFEDER
Noel çocuk  Nicholaos’la başlayan hediye ve yardım geleneği sadece çocukları değil hayvan dostlarımızı da kapsamalı diye düşünürdüm. Ve bir gün efsane kedi Elfeder ile tanıştım.
Noel Kedi Elfeder dünya doğumlu ama bu bizim bildiğimiz bir dünyadan değil. Hani yer yüzü gibi de değil, yerin altı gibi de değil. Nasıl desem; hem yeryüzü hem de gökyüzü arasında bir yer. Orada doğmasının nedeni çok sessiz olması.
Noel kedi Elfeder, tıpkı Noel Baba gibi hediyeleri ile hayvanları sevince boğan son derece cömert biri ve zamanın çoğunu hayvan dostlarının iyi yaşamalarını sağlamak için geçirir.  Noel Baba gibi onun da yardımcıları var. önce bu yardımcıları yakından tanıyalım. Perileri, şirin pamuk kualası, pelerini ve onu uçuran faresi, ayrıca bir de şarkı söyleyen kedisi var.
Peri Simena’nın görevi: Hayvan dostarımızın isteklerini ve dileklerini Noel kedi Elfeder’e iletir. O da onların tüm dileklerini gerçekleştirir.
Peri Kayra’nın görevi: Hayvan dostlarımızın barınma sorunlarını çözmek için neredeyse hiç dinlenmeden çalışır. Noel Kedi Elfeder, bu sayede barınma sorunu yaşamamaları için tüm dostlarımıza hayvan tapınağı yaptı. İçerisi aç kalan ,yaralanan ve hastalık yaşayan hayvan dostlarımız için sürekli peri uzmanlığında denetleniyor.
Zırzop( Noel Kedi Elfeder’in peleriniyle uçmasını sağlayan fare): Noel Kedi Elfeder’in pelerini paraşüt gibidir. Zırzop buraya yiyecek, oyuncak ve hayvan evlerinin konmasına yardım eder. Ayrıca Noel Kedi Elfeder’in uçması için yardım eder ki; pelerinin içindeki tüm malzemeler kolaylıkla dostlarımıza ulaşabilsin.
Şirin Pamuk Kuala Edgar: Hayvan dostlarımızın yıl kavramları bizlere göre farklı olduğundan ve de hızla geliştiklerinden dolayı, yeni yılları için pamuk karı yağdırır. O gün, tüm hayvanlar için şölen var demektir. Edgar onlar için en leziz yemekleri ve ödül mamaları hazırlar.
Kadife Sesli Neşeli Kedi İmerge: Doğum günü olan tüm hayvanlara şarkı söyler ve de aynı zamanda canı sıkkın dostlarımızın eğlenmesi için tiyatro düzenler. Noel Kedi Elfeder’in en sevdiği yardımcılarından biridir.
Noel Kedi Elfeder’in bu 5 yardımcısının gecesi ve gündüzü yoktur. Akılların alamayacağı kadar istek ve dileklerin yerine gelmesi için çalışırlar.
Tüm dostlarımızın bu şekilde yanında olan Noel Kedi Elfeder ve yardımcılarını alıştığımız gözümüzle görememek çok üzücü ama bu şekilde korunuyor olmalarını bilmek bir o kadar da keyifli di mi?
Elfeder, bana sizlere ilham vermek adına bazı iç görüler verdi. Daima hayvan dostlarımızın enerjisini hissetmemizi salık verdi.  En büyük yardımıcısı, bizlerin çok şaşıracağını tahmin ettiği faresi yani Zırzop’tu ve ekledi ‘ Onunla hiç bir şekilde enerjilerimizi kaçmak ve kovalamak döngüsünde karıştırmıyoruz. Bana uçmam için yardım ettiğinde kendisinin de uçtuğunu görmesi ona büyük bir ilham veriyor. Biz artık değiştik. Sıra sizlere geldi’.
Aslında, tümümüz her zaman birlikte yaratmaya alışkınız. İcat ettiğimiz basit bir alet bile hepimizin ortak yaratımıdır.
Aklımıza gelen yaratıcı bir düşüncenin sonradan biri tarafından aynı şekilde düşünüldüğünü görmüşsünüzdür. Bunun ile ilgili ‘ben de aynı şeyi düşünmüştüm’ demişsinizdir. İşte ben buna ‘düşünce dolaşması’ diyorum.
Böyle bir ilham aldığımızda hiç vakit geçirmeden yaratmaya başlamamız gerekir. Ama emin olunacak bir şey var ki o da biz yaratmaya girişmeseniz bile o mutlaka birileri tarafından hayata geçirilecektir. Kendimize olan güvenimiz her zaman tam olmalı ve gelen ilhamdan hiç bir şekilde şüphe duymamalıyız.
Yaratım hayali ya da fiziki olsun sonuçta kendimizi onun ortaya çıkışı ile ilgili ne hissettiğimize odaklamalıyız. Son zamanlarda dünyada ki en önemli sorunlarımızdan birisi hayal gücümüzün azalmasıdır. Hiç bir şeyi hayal edemiyoruz. Tamamen dünyevi sorunların içinde yaşamaya çalışıyoruz. Kendimize mola vermeden, kapasitelerimizi zorluyoruz. Dolayısıyla sağlık sorunlarımızla boğuşuyoruz. Kimimiz ölüyoruz, kimimiz de bir şekilde yaşlanarak olsa yaşıyoruz. Sağlığımız iyi bile olsa psikolojik olarak neşesiz, sevgisiz ve mutsuz bir hale bürünüyoruz.
Hiç son zamanlarda çocukluğunuzda neler yaptığınızı düşündünüz mü? En son ne zaman çizgi film seyrettiniz? Ya da sek sek , lastik oynadınız? İp atladınız? ‘sorunlarım var, iş ve trafik yüzünden çok yorgunum’ mazeretiniz ne kadar hayatınızı yönetiyor?
Siz, hiç son zamanlarda, hikaye, masal, şiir, şarkı sözü yazmayı denediniz mi? Ya da fotoğraf çekip, resim yapmayı? Uyduruk lisan konuşabilir misiniz? Son günlerde mesela,göbeğini açıp ‘bak benim ne kadar da büyük bir göbeğim var’ esprisini yapan birine  güldünüz ya da çocukluk ediyor diye kızmadınız? ‘Aptala bak, işi gücü yok bunlarla uğraşıyor’ demediniz?
Biz ne zaman büyüdük? Ve büyünce ne olduk? Neşelenmek için neden suni şeylere ihtiyaç duymaya başladık? Oysa çocukken en ufak bir şeye kıkır, kıkır güler, doyasıya eğlenirdik. Utanma, yargılama, eleştirme duygularımız hiç yoktu. Olduğumuz gibiydik.
Oyun Oynamayı Ne Zaman Unuttuk? Ya Da Oyunda Olduğumuzu Neden Unuttuk?
Oyundayız sevgili okur, hem de çok eğlenceli bir oyundayız. Bu oyunun kurallarından biri de büyümek yoktu. Bedenlerimiz büyüyebilir ama ruhumuz daima çocuksu bir enerjiyle yaşanmalıdır. Sorumluluklarımız varsa yerine getirmeli ama bu daima neşe içinde ve bizi drama sokmadan olmalı.
Bizi koca adamlar, kadınlar yapan  dramlarımızdır. Yeni yıl kutlamalarının bizlere ertesi günü hissettirdiği sorun bir önceki günün heyacanı yerini maalesef endişeli bir soruya bırakıyor olmasıdır Koskoca bir 365 günle nasıl baş edeceğim? Neşemiz bir gün arayla korkuya dönüşünce sararıp solmaya başlıyoruz.
Bizler yaratmaya cüret etmiyoruz. Sıkışmış kalmış bir haldeyiz. Hep birilerinin bir şeyler yapmasını ve böylelikle harakte geçmeyi bekliyoruz. Beklentilerimiz hep başkalarının üzerine. Birileri bir şeyler yapsın, biz de seyredelim.
Hepimiz çok güçlüyüz. Çok yetenekli ve yaratıcıyız. Zihnimizin durduğu anlarda diğer bir deyişle; sessizleştiği anlarda kendi yeteneklerimizi keşfetmek için harika bir zemindeyiz. Bu sessizlik kendini ancak ‘ben neyi icat edebilirim? Ben çok güçlü ve muhteşem bir yaratıcıyım, ben kimsenin tepkisinden korkmuyorum’ dediğimiz zaman ortaya çıkıyor. Ve çıktığı zaman sonuç gerçekten de olağanüstü oluyor.
Elektriği icat etmemiz ya da kerpeteni bulmamız gerekmiyor, kendimize has olanı bulmamız gerekiyor. O belki bir evin aksesuarı, belki bir yaka iğnesi motifi ya da çocuk parkında bir çocuğun en sevdiği oyuncağı icat etmek olabilir. Hayatınızı yazmak ya da  kimsenin bilmediği yemekler keşfetmek de olabilir.
Fark içimizde ki sese kulak vermekten öteye gitmeli. Kendimizi, ruhumuzu işitmeyi öğrenmeliyiz. Bu bazen bilemediğimiz bir yöne doğru da gitse de, kendimizi keşfin önüne atmaktan asla korkmamalıyız.  Bunu gerçekten deneyimlemiş insanların var olduğunu biliyorum.
Tam yazımı bitirmek üzereyken Elfeder kulağıma bir şey fısıldadı.  Noel çocuk ve kendisinin her zaman bizlerle birlikte olduklarını ve ip uçlarını  her zaman  bizimle paylaşıyor olacaklarını söyledi. Bunun için tek tek bile olsa kabiliyetlerimizi ortaya koymamız için, hiç mesai yapmadan bize ilham vereceklerini müjdeledi. Yanlız tek bir şartları var: “ Sevgili insan dostlarımız, bundan sonra , karşınıza ister geyik, ister fare ya da ister kedi ya da köpek, kuş çıkarsa, kısacası hayvan dostlarınızı gördüğünüz zaman onların gözlerinin içine bakıp bizim ne demek istediğimizi anladığınızı, onlar vasıtasıyla bize aktarırsanız  bizler bundan çok hoşnut olacağız. Hepsi bu. Gerisini hiç düşünmeyin. Dilek cini Alaahattin sizler için, sihirli lambasından  çoktaaaan çıktı bile“…
 

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI