Gerçi bu sefer kendim kaşındım, iki gün üstüste yağmurda saha gezisi yapılırsa, sıcak araba-soğuk sokak- sıcak avm- soğuk restoran güzellemesi kombinlenirse, bünye bu sıcak soğuk geçişlerine alışamaz ve şifayı kapar. İlk belirtiler boğazda kuruluk, bolca hapşurma, burun tıkanıklığı ve akabinde şiş boğazlar, erkeksi bir ses, ağrıyan eklemler, gece tıkanıklıktan nefes aldırmayan burun… çare ise çinkolu c vitamini, bol sıvı tüketme, zencefil shot, bitki çayları, bol dinlenme, soğukalgınlığı ilacı, pastil ve bol bol uyku.
Bu hastalığın haftasonuna geleni de hiç çekilmiyor tabi, gezmeden tozmadan eksik kalmamak adına dinlenemiyoruz, sonra gelsin Pazartesi sendromu, hasta hasta işe git, gözler şaşı falan..
Misal bugün Pazartesi ve ben ofiste sürünüyorum. Ofis doktorumuz ilacı dayadı, sersem gibiyim. Rapor vereyim git dinlen dedi de ne gezer, toplantı toplantı üstüne haftanın ilk günü.
Yok mu şöyle mucizevi bir formülü bu işin yukarda yazdıklarımdan başka? Aslında zayıflamaya mucizevi formül üretilse gripten 1 hafta yatmaya razıyım, zayıflamak daha zor, hele ki tatlı yemeyi kesmeden. Burdan bilim insanalarına sesleniyorum, yapın artık bi tüp, girelim içine, yediğimize içtiğimize dikkat etmeden Gisele ölçülerinde oluverelim yani nolur… Tabi bundan önce aids, ebola, kanser, zika vs bunlar çözüm de bulun, bulmayın demiyorum! Naçizane isteğim biz ruhu obezleri de unutmamanızdır, yoksa çeşit çeşit çikolatalara, bisküvilere, tatlılara, dondurmalara, keklere, pastalara hayır demek bu kalbimi çok kıracak, acıyın bana, nutellasız kalmasın bu bünye…ya cevizli baklava, karamel, brownie, cheesecake, künefe ayy tamam gidiyorum, şeker hastası olucam yoksa düşünce gücüyle, size iyi haftalar!