Ayakkabı Sorunsalı

Biz kızlar şöyle rahat bir topuklu ayakkabı bulamayacak mıyız? Stilettonun rahat olması beklentimiz yok tamam, 15 dakika ayakta kalınca hissettiriyorlar kendilerini. Kalın topluklu ayakkabılar da zarif ve dişilikten uzak olsalar da en azından iş hayatında hızlı adımlar atmamızı, ofis katlarını dolaşırken oradan araya sekmemizi kolaylaştırıyor. E kabul, onlar da 3-4 saatten sonra varlıklarını hissettiriyor bir şekilde, ne de olsa topuk topuktur. En rahatı babettir de diyemiyorum, belki koridorlarda uçup katlar arasında mekik dokumak çok daha rahat ve ayakta durma süremizi en çok onlar arttırıyor fakat rugan olanlar ayak kenarlarını ve arkalarını vurabiliyor en nihayetinde bir sure sonra.

Hiç şüphesiz asker postalları ve spor ayakkabı ile ofise gelmek pek mümkün değil de hani şu free-Friday konseptinin layığını verecek olursak neden olmasın değil mi? Buradan İK departmanlarına sesleniyorum, şu işe bir el atın nolur…

An itibari ile dönüp te ekip arkadaşlarıma baktığımda bugünkü dağılımımız şöyle: mor sivri burunlu süet kalın topuklular, siyah ince topuklu rugan kısmi platformlar, siyah ince sayılabilir topuklu ruganlar, kahverengi uzun deri düz çizmeler, iki adet daha siyah topuklu ve bendenizde de siyah/bej balerinalar. Gördüğünüz gibi kadınların ruh hali de ayakkabısına yansıyor. Gerçi benimki günlerdir topuklu giyip sirk cambazı moduma bir gün de olsa ara verme isteğimden kaynaklandı ama olsun ( e bir de balerinalar Darcy’ciğimin 14 Şubat hediyesi olunca….).

Bu yazıdan çıkarabileceğiniz ders şudur: asla yeteri sayıda ayakkabı yoktur, tıpkı çanta gibi. Biz kızlar yatırımlarımızı ayakkabı olarak değerlendirmeyi severiz. Düz, ince topuk, kalın topuk, stiletto, bot, babet her cins ve her renk ayakkabı çok gereklidir, daha mutlu kadınları daha çok ayakkabı yaratacaktır… bu tüyomu erkekler ciddiye alsın, hani Sex and the City’de Mr. Big Carrie’ye evlenme teklif ederken yüzük takmak yerine Manolo Blahnik giydirmişti ya, işte o baya güzel bir hareketti bence!!