Ana SayfaRöportajRöportaj: Beril Stock

Röportaj: Beril Stock

Bilgi Üniversitesinde Medya ve İletişim okuduktan sonra Marangoni’de İmaj Danışmanlığı eğitimi almışsınız. Medya ile başlayan serüveniniz nasıl moda ile son buldu? Bize biraz bu süreçten bahseder misiniz?

Çocukluğumdan beri modaya meraklıydım. Özellikle moda dergilerindeki ilanları yakından takip ediyordum. İletişim eğitiminin bir parçası olarak önce reklamcılığa yöneldim. Okul bittikten sonra reklam ajanslarında çalıştım. Daha sonra işin reklam tarafıyla değil de ilanlardaki kıyafetlerin stylingleri ile daha çok ilgilendiğimi fark ettim. Çocukluktan beri günlük tutma ile başlayan bir yazı merakım da var. Modayı yazmayı ve okumayı çok seviyordum. Dünyaca ünlü bir derginin ilk sayısından itibaren almış ve koleksiyonunu yapmış biriyim. Moda dergilerini takip eden, okuyan ve yazan biri olarak bunu nasıl harmanlarım diye düşündüm. Bir süre de moda dergilerinde ve moda içeriği sunan dijital platformlarda yazar olarak çalıştım. Sonunda da bu süreçleri imaj danışmanlığı eğitimiyle birleştirmek istedim. Marangoni’deki eğitimin ardından konunun eğitmenlik tarafında Türkiye’de alanındaki en önemli isimlerden biri olan Özlem Çakır’la çalışma fırsatı buldum. Bir taraftan işin nasıl yapılacağını öğretirken diğer taraftan da danışanlarımla çalışmaya başladım.. Zamanım olsa yine dergilerde yazmaktan memnuniyet duyarım.  

Stilinizi tanımlamanızı istesek ne dersiniz?

Romantik diyebilirim öte yandan yalın ve modern olmaktan da hoşlanıyorum. Bu yüzden modern bir romantik diyebiliriz. Sayamayacağımız binlerce moda markası içinden siz hangisi olurdunuz?
İnsanın kendisini tek bir moda markasıyla tanımlaması çok zor. Bende biraz Christian Dior romantizmi ve biraz da All Saints’in yalın ve hatta karanlık draması var diyebilirim.

Stilistlik de yapıyorsunuz. Uzaktan Barbie bebek giydirmek kadar kolay gözüken bu mesleğin zorlukları neler?

İşin iletişim tarafı çok önemli. Bir insanı giydirirken sadece trendleri yakından takip etmek, parçaları iyi tanımak ya da iyi kombinler çıkarmak yeterli değil. Danışanınızla çok iyi bir iletişim kurmanız gerekiyor. Önce karşınızdaki kişiyi, yaşam temposunu, sosyal ve profesyonel yaşam alışkanlıklarını analiz etmeniz ve moda kimliğini belirlemeniz gerekiyor. Eğer karşınızdakini tanımıyorsanız sizin giydirdiklerinizle kişi tutarlı bir ilişki kuramıyor. Kişinin yanında siz olmadan o kıyafetlerle rahat ve şık olmasını sağlamak gerekiyor. Kendi kendine yapabileceği alışverişten öteye geçen bir şey sunabilmeniz gerekiyor.
 
Genellikle gardropu baştan mı yaratıyorsunuz yoksa bir şeyler mi ekliyorsunuz?

Kişinin ihtiyacına göre değişiyor. Bazı gardropları baştan yaratmak gerekiyor. Bizim temel parçalar dediğimiz parçaların olmadığı gardroplarla karşılaşabiliyoruz. O zaman sıfırdan bir gardrop yaratmamız gerekiyor. Bu zorlu bir iş ama tabii ki üstesinden gelinebilir. Zaman zaman bazı parçaların eksik olduğunu görüyoruz. Onları yerine koyduğumuzda puzzle gibi birleşiyor ve kişi kendisi  gardrobunda ne kadar çok şeyin olduğunun farkına varıyor. Bir yandan da danışana elindekilerle ne kadar çok kombin çıkartabileceğini de öğretiyoruz.
 
O zaman çok kıyafetim var ama giyecek hiçbir şeyim yok klişesi gardırobumuzdaki eksik parçalardan mı kaynaklanıyor?

Doğru kombinleri çıkartamama temel parçaların eksik olmasından kaynaklanıyor. Yani alınan flaş takımların bazı temel parçalara ihtiyacı var onların eksik olması, aksesuar, çanta ve ayakkabıdaki eksiklikler bu şekilde düşünmemize neden oluyor.

Başarılı bir imaj danışmanı nasıl olur? Ve sizin genç stilistlere tavsiyeleriniz neler? 

Her iş için geçerli ama işini çok sevmesi ve bunu yaşamının bir parçası olarak görmesi gerekiyor. Çalışmayı bir yük olarak görmeden bunu hayatına entegre etmesi gerekiyor. Benim gençlerle ilgili gözlemlediğim şey modayla ilgili bu kadar çok şeyi nasıl öğreneceğim ya da nasıl yapacağım diye yakınmaları. Daha çabuk ve daha kısa bir şekilde başarıya ulaşmak istiyorlar. Bu çağımızın bir sorunu aslında. Onları anlıyorum ama Roma bir günde kurulmadı. Başarıların kalıcı olmasını istiyorsanız gerçekten emek verip çalışmanız gerekiyor. Başarıya giden yolun anahtarı çok istemek ve çok çalışmak. 

Beril Stockla Kısa Kısa

En başarılı bulduğunuz stilist kim?

Aslında çok var. Birkaçını saymam gerekirse Giovanna Battaglia, Elizabeth Sulcer, Marni Senoforte.

Hangi ünlü yıldız/lar tarzıyla sizden tam not alabilir?

Cate Blanchett benden tam not alabilir.

Hayatınız boyunca sadece bir tasarımcının ya da markanın kıyafetlerini giyseydiniz bu hangi tasarımcı/marka olurdu?

Christian Dior olurdu.

Asla giymem dediğiniz bir tasarımcı ya da bir şey var mı?

Üzgünüm ama Balenciaga’nın son çıkardığı Crocs’lar.

Moda deyince aklınıza gelen ilk şey?

Moda benim için kesinlikle bir tutku.
 
Yatırım gardırobunun temel parçaları sizce neler?

Siyah kaşmir bir kazak, vücut tipine göre doğru seçilmiş bir jean ve lacivert bir blazer.

Sizi eğitmenlik mi yoksa stil danışmanlığı mı daha çok mutlu ediyor?

Her ikisi de eşit derecede mutlu ediyor. İkisi de birbirini besliyor. Eğitmenlik sürekli araştırmak ve öğrenmek demek. Bunu yaptıkça da danışanlarıma daha aktif bir şekilde servis verebiliyorum.
 
Kariyerinizde unutamadığınız bir an var mı?

Önemli bir iş toplantısı ve onu takip eden bir gala yemeği için erkek danışanımla beraber Milanoya gidip oraya vardığım zaman kravatını unuttuğunu fark etmiştim. Fark ettirmeden koşarak alışverişe gidişimi, galadan önce nasıl yetiştiğimi unutamam.

Keşke şu trend hiç varolmasaydı da bizim de göz zevkimiz bozulmasaydı dediğiniz bir trend oldu mu?

Over the knee ugg çizmeler, aşırı oversize’lar beni çok mutlu etmiyor. 

Modayla ilgilenmeden önceki looklarınıza baktığınızda ben ne yapmışım dediğiniz oldu mu? Varsa neydi? 
20’li yaşlarımda saç rengimde  çok değişiklik yaptım. Buna gerek yokmuş aslında. Ama moda kimliği oturana kadar bu tarz değişiklikler yapılıyor. Bu da o dönemin bir gereğiymiş.

Vakko Esmod’ta üstüne basa basa trendlerden bahsetmenize rağmen bir de trendus okuyucuları için 2018’nin ilkbahar yaz trendlerini söyleyebilir misiniz?

Pul, payet ve parlaklık, glitter her yerde. Cinderella ayakkabılarınızı hazırlayın. Plastik, PVC gibi malzemelerin, şeffaf ve transparan görünümün yükselişe geçtiğini göreceğiz. Yuvarlak formlu çantalara, lüks markaların her geçen gün yenileri üretilen “it” spor ayakkabılarına  ve hasıra sokak modasında rastlamaya devam edeceğiz.

Beril hanıma bu keyifli röportajı için çok teşekkür ediyoruz. Bu röportajın geleceğin stilistlerine ilham olmasını diliyoruz.
 

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI