Teknolojinin devinim kazanmasıyla gitgide hızlanan ve yalnızlaşan bir yaşam biçimiyle karşı karşıya kalan modern insan, tüm dünyanın karantina yaşadığı son 3 yıllık pandemi süreciyle birlikte duygusal ilişki kurmanın ve yönetmenin zorluğuyla da mücadele içerisine girdi. Dijital yaşamın sağladığı güçle her şeye ve herkese sonsuz erişimi olmasına rağmen modern insanın yalnızlığı günden güne tartışılıp araştırılmaya devam ederken; Tinder, Bumble, OkCupid, Happn gibi tanışma, flört ya da evlilik uygulamaları pandeminin de etkisiyle kısıtlanan hayatların mutluluğu aradığı yeni platformlar olarak öne çıkıyor. İlişkilerde yaşanan geçimsizlik, iletişimsizlik, hayal kırıklığı gibi çok sayıda sebep mutlu ilişkilerin artık kalmadığını gündeme getirirken, TÜİK verilerine göre dünya boşanma oranı 2021 yılında 2020 yılına göre 27 artmış durumda.
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan Oracle Fusion Cloud Customer Experience (CX) ve Gretchen Rubin‘in 4 ülke genelinde 12.000’den fazla kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği “The Happiness Report” araştırmasının sonuçları ise şu şekilde:
- Birçok insanın gerçek mutluluğu en son hissetmesinin üzerinden iki yılı aşkın bir süre geçti ve insanlar, maliyeti ne olursa olsun tekrar mutlu olmanın yollarını arıyor.
- İnsanların %45’i iki yıldan fazla bir süredir gerçek mutluluğu hissetmediğini belirtiyor ve %25’i gerçekten mutlu hissetmenin ne anlama geldiğini bilmiyor veya unutmuş durumda.
- Çalışmaya katılanların %88’i, gülümsemelerini veya gülmelerini sağlayacak yeni deneyimler arıyor. İnsanlar, mutlu olmak için sağlıklarına (%80), kişisel ilişkilerine (%79) ve deneyimlerine (%53) öncelik veriyor.
- Katılımcıların yarısından fazlası (%53) paranın mutluluğu satın alabilmesini dilerken %78’i gerçek mutluluk için fazla para ödemeyi kabul ediyor.
Mutluluk araştırmasının sonuçları oldukça net. Günden güne insanların mutsuzlukları artıyor ve bu mutsuzluk hayatlarının her alanına yayılıyor. Mutsuz bireyler çevresiyle sağlıklı iletişim kurmakta zorlanırken, çiftler, partnerler ya da evli bireyler ilişkilerinde arzuladığı yakınlığa, samimiyete ve mutluluğa ulaşamıyor.
Geçmiş deneyimler, kökleşmiş alışkanlıklar ve inançlar her türlü ilişki biçiminde gerçekçi olmayan idealler ve düşünce kalıpları yaratırken gündelik hayatta artan streste ilişkileri bir mayın tarlasına çeviriyor. Bu da kişilerin gerçeklerden uzaklaşmasına, kendisini yararsız fikirlere ve inançlara saplanmış halde bulmasına, azalan motivasyona kısacası en ufak problemin bile birer sorun yumağı haline dönüşmesine neden oluyor.
İnsanların hem iyilik hallerini hem de ilişkilerini geliştirmede en etkili yöntem olarak kabul gören mindfulness, son dönemlerde en çok başvurulan metodların başında geliyor.
Peki Mindfulness’ın ilişkilerimize faydası nasıl oluyor?
Mindfulness’ın zihinsel ve fiziksel sağlığımızı iyileştirdiğine dair pek çok bilimsel çalışma bulunmaktadır. Farkındalığı hayatınıza dahil ettiğimizde etkileri hayatımızın her alanına karışarak büyümeye ve genişlemeye devam eder. Bu bağlamda mindfulness sadece bireysel refahımızı arttırmakla kalmaz, çevremizle, ailemizle, arkadaşlarımızla hatta dünya ile olan ilişkilerimizi de etkiler, hayatlarımızın ve ilişkilerimizin daha kaliteli olmasına yardımcı olur.
Yakın ilişkinizde ne kadar ilerlemiş olursanız olun, sevgiyi, yakınlığı ve bağlantılılığı sürdürmek ve geliştirmek devam eden bir süreçtir. Mindfulness her anın sürekli gelişen şefkatli, yargılayıcı olmayan farkındalığı olduğundan, farkındalık uygulaması ve ilişkiler el ele gider. Kişinin farkındalığı geliştikçe, ilişkileri de gelişir ve ilişkileri geliştikçe farkındalığı da gelişir.
Mindfulness tekniklerinin ilişki alanında uygulanması ile çiftler yaşamları boyunca kökleşmiş inançlarından, duygu ve düşüncelerinden doğan koşullu ve alışılmış otomatik davranış rutinlerinin farkına varıp, onları gözlemleyip, anlayıp, aceleyle, kıskançlıkla, öfke ya da endişeyle tepki vermek yerine sağlıklı yanıtlar vermeyi öğrenerek meydana gelebilecek anlaşmazlıkların önüne geçebiliyor. Farkındalık sadece ilişkisel boyutta sınırlı kalmıyor. ‘Mindfullness, o güne kadar bireylerin hayatında alışkanlık haline gelen davranış biçimlerini fark etmesini de sağlıyor. Farkındalık egzersizleriyle bireyler duygu ve düşüncelerinin temeline inebiliyor, beynin nöral sistemlerini hem yapısal hem de işlevsel olarak geliştirdikleri için, otomatikleşen tepkilerini kontrol altına almayı ve yönetmeyi keşfediyor. Olay ve durumları farkındalık ve nezaketle ele almayı öğrenen bireylerin empati seviyeleri artarken, duygularını düzenleyebilme yetisi ile bireyler ilişkilerinde istedikleri istikrar ve mutluluğa geçiş sağlıyor’ diyen Talk TubaNa’nın Kurucusu Tuba Müftüoğlu, mindfulness temelli ilişki geliştirmeden yararlanan çiftlerin farkındalık sayesinde:
- Duygu yönetiminde iyileşmeler meydana geldiğini,
- Dürüstlük, açıklık, merak, sabır ve şefkat duygularının geliştiğini,
- Partnerlerin duygularını daha net anladığını,
- Geliştirilen bireysel refah ile kişilerin empati yeteneklerinin güçlendiğini,
- Geçmişte kişilere olumsuz etkileri olan olaylarla ilgili tekrarlayan düşüncelerin zihinde yankılanmasının sona erdiğini,
- Partnerlerin karşılıklı kabullerinin arttığını,
- Kabul’e geçen bireylerin ilişkilerinde sıkıntıların azaldığını,
- Stres anlarında ani tepki değil bilinçli yanıt verilebildiğini
- Çiftlerin takdir ve şükran duygularının arttığını belirtiyor.
İlişkileri etkileyen kalıp düşüncelerin, inançların, otomatik tepkilerin yalnızca kavramlar ya da zihinsel olaylar olduğunu, kendi içinde gerçek olmadıklarını anlamamıza ve onlarla aramıza mesafe koymamızı sağlayan mindfulness dilimize farkındalık temelli stres azaltma yöntemi olarak geçen MBSR tekniği uygulanarak yaşamımızın bir parçası oluyor. Strese verilen tepkileri iyileştirdiği bilimsel olarak da kanıtlanan MBSR, kişiyi bedeniyle, duygu ve düşünceleriyle temasa geçirerek anda olanla daha net ve şefkatli bir iletişim kurmasını ve tepkisellik yerine yanıt vermesini sağlıyor. Böylece çiftler, yaşanan her durumu birlikte farkındalıkla, yargılardan bağımsız, nazik yaklaşımlarla ve sağlıklı seçimler yaparak karşılıyor.
‘Aşık olmak, ilişki yaşamak bize mutluluğu getirse de diğer yandan büyük bir kaygı, endişe ve paniğe de sebep olur çünkü yaşanılan her ilişki geçmiş ilişkilerimizden gelen duygularımızı, travmlarımızı, inanç sistemlerimizi harekete geçirdiği için kişiler incinme, hayal kırıklığı ve terk edilme korkularıyla yüz yüze gelirler. Bunun en büyük riski ise kişinin kendini sabote etmeye açık hale getirmesidir. Oysa mindfulness ile kendini tanıyan kişi kendini her konuda merkeze alır ve kazandığı bilinçli farkındalık ile korkularını, inançlarını, travmalarını fark eder, anlar ve hem onlarla, hem kendisiyle hem de partneriyle sağlıklı iletişim kurmayı öğrenir.Bu kişinin sadece ilişkisinde değil hayatı boyunca gerçekten neyi istediğini bilerek doğru adımları atmasını sağlar’ diyen Tuba Müftüoğlu’na mindfullness ile ilişki geliştirmenin 6 kısa yolunu trendus.com okuyucuları için şu şekilde açıklıyor:
1. Gergin konuşmalar sırasında nefes almayı ve bedeninizle teması unutmayın.
Stresi yönetmenin en temel yöntemlerinden olan nefes almayı ve bedenle bağlantıda olmayı hayatınıza dahil edin. En gergin diyaloglarda ya da tartışmalarda nefes almak ve bedenle temasta olmak yargıların, düşüncelerin girdabında kaybolmadan anda kalmanızı sağlayacağı için daha açık iletişim kurmanıza ve ne olduğunu net hissetmemize yardımcı olacaktır.
2. Anlamak için dinleyin, cevap vermek için değil
Partneriniz konuşurken dinliyor musunuz? Yoksa içinizden her cümleye bir yanıtınız hazır mı? Mindfullnes’ın hayatınıza katacağı dikkatlilik ile partnerinizi yargılamadan şefkatle dinleyin ve bunu hayatınızdaki tüm ilişkilerinize uygulayın.
3. Başlangıç Zihni ile yaklaşın.
Partneriniz belki de aynı şeyleri bin kere size söyledi. “Bunları daha önce de duydum, gene aynı hikaye” demek yerine sanki ilk defa dinliyormuşçasına ona kulak verin. Anlattıklarını farklı açılardan gözlemlemeyi deneyin. Belki de bin kere söylediği şeylerin arasında yargılarınız yüzünden kaçırmış olabileceğiniz ihtiyaçları mevcuttur.
4.Gerçekten Neye ihtiyacı var?
Partnerinizin gerçekten neye ihtiyacı var? Bunu gerçekten bildiğinizi düşünebilirsiniz ancak bir kere de ona neye ihtiyacı olduğunu, kendini neyin iyi hissettireceğini sorun. Verdiği cevapları dinledikten sonra, onun ihtiyaçlarını karşılamak için aksiyona geçin ve uygulayın.
5.Minnettarlığınızı sıklıkla ifade edin
İlişkilerde rutinin içinde çoğunlukla hayatımızdaki insana minnettarlığımızı ifade etmeyi unuturuz ve hep ters giden meselelere odaklanırız. Mindfulness hayatımızda sahip olduğumuz ve bizi mutlu eden her şeye farkındalık sağlar. Partnerinize ona karşı olan minnetinizi bir konuşma, bir cümle, bir teşekkür, bir çiçek ya da bir mektupla gerçekleştirebilirsiniz.
6. Telefonunuzu bir kenara bırakın
Sevdiğimiz kişiyle ilişkimizi güçlendirmenin önemli bir yolu da aslında telefonu gerçekten bir kenara bırakabilmekten geçiyor. Partnerinize onu dinlediğinizi, önemsediğinizi belli etmenin en güzel yöntemlerinden biri sohbet sırasında ya da birlikte geçirilen anlarda ekrana değil, sevdiğiniz kişinin gözlerine bakmak.