Romantik birliktelikleri ve ikili ilişkileri alt üst etme gücüne sahip olan alma-verme dengesi, özellikle son zamanlarda dikkat edilmesi gereken en önemli konular arasında yer alıyor.
Kapak: @selenagomez
Sağlıklı bir ilişki kurmak ve bunu sürdürülebilir kılmak için en önemli nokta, iki tarafın da eşit katkı sağlamasıdır. Eğer partnerlerden biri sürekli fedakar olurken diğeri bu çabaya kayıtsız kalırsa, alma-verme dengesi hızla bozulur ve ilişki kaçınılmaz sona doğru sürüklenebilir.
Peki, bu dengeyi nasıl sağlayabiliriz? İşte, ikili ilişkilerin altın kuralını korumanın pratik ama bir o kadar da etkili yolları…
Güçlü bir iletişim
Gerçek ve sağlıklı bir ilişkinin temeli, güçlü bir iletişimdir. Eğer iletişim becerilerinizde eksikler olduğunu düşünüyorsanız, hisleriniz ve ilişkiden beklentileriniz hakkında dürüst ve açık konuşmalar yapmak, bu sorunu çözmek için harika bir başlangıç olabilir.
Her iki taraf da ilişkiden neler beklediğini ve ilişkiyi nasıl yaşamak istediğini açıkça ifade ettiğinde, karşılıklı anlayış ve empati devreye girer. Bu da sorunları azaltmak ve çözüm yolları bulmak için önemli bir adım atmanızı sağlar. Aynı zamanda, bu tür açık konuşmalar, her iki tarafın sınırlarını netleştirmesine yardımcı olur ve sınırlar aşılmadan ilişkinin dengesini korumanıza olanak tanır.
Partnerinizden ne beklediğinizi ve onun sizden neler istediğini bilmeden bir ilişkiyi yürütmek oldukça zordur. Eğer bu ilişki için fazlasıyla çaba gösterdiğinizi düşünmeye başladıysanız, daha fazla ilerlemeden partnerinizle bu konuyu konuşmanızda fayda var. Duygularınızı ve hislerinizi açıkça ifade etmek, bu ilişkide varlığınızı hatırlatır ve sizi daha görünür kılar. Aynı şekilde, partnerinizin duygularını sormak ve bu konular hakkında konuşabilmek, alma-verme dengesini korumak için oldukça etkili bir yöntemdir.
İlişkilerin bir takım oyunu olduğunu unutmamalısınız. Açık iletişim, hem oyunu kazanmanızı hem de keyif almanızı sağlar!
Sağlıklı fedakarlıklar yapmayı öğrenin
İlişkilerde fedakarlık, uyumlu ve sağlıklı bir birliktelik için olmazsa olmaz. Ama şunu kabul etmek lazım ki, gereğinden fazla fedakarlık, bir noktada alma-verme dengesini sarsabilir. İşte tam da bu yüzden, fedakarlık yaparken ölçüyü kaçırmadığınızdan emin olmanız çok önemli.
Fedakarlık, her iki tarafın da eşit çaba göstermesiyle anlam kazanır. Eğer hep siz veren tarafsanız, bir süre sonra yorgun düşmeniz kaçınılmaz. Bu, sadece fiziksel değil, duygusal bir tükenmişliği de beraberinde getirir. Öte yandan, sürekli fedakarlık yapan taraf partnerinizse, onun da bir noktada “Ben ne yapıyorum?” diye sorgulaması muhtemel. İlişkide her iki taraf da hem vermeyi hem de almayı bilmelidir. Eşit bir sorumluluk paylaşımı, ilişkiyi yıpranmalardan korur.
Bir düşünün: Sürekli plan yapan, görüşmek için çabalayan hep sizseniz, bu durum karşı tarafın çabasızlığıyla sizi rahatsız etmeye başlayabilir. Zamanla “Bu ilişkiyi sadece ben mi sürdürüyorum?” hissi belirebilir. İşte bu noktada tehlike çanları çalmaya başlar. Sağlıklı bir ilişkide her iki taraf da plan yapma, iletişim kurma ve emek verme konusunda istekli olmalıdır.
Partnerinizin mutluluğunu sürekli kendi mutluluğunuzun önüne koyuyorsanız, burada bir durup düşünmek lazım. İlişkiler, bireysel mutlulukların birleşiminden oluşur. Eğer yalnızca bir kişi mutluysa, bu ilişki bir süre sonra tek taraflı bir yük gibi hissettirebilir. Kendi ihtiyaçlarınızı göz ardı etmeden, sağlıklı bir ilişki için çaba gösterin. Unutmayın, önce siz iyi olmalısınız ki ilişkiniz de iyi olsun!
Kendinize ve partnerinize gereken alanı tanıyın
Bir ilişkide “biz” olmak harika, ama “ben” olmayı unuttuğunuzda işler karışabilir. İlişkide alma-verme dengesini korumak istiyorsanız, önce bireyselliğinizi korumayı öğrenmelisiniz. Çünkü kendinizi ihmal ettiğiniz bir senaryoda, zamanla hem kendinize hem de partnerinize yabancılaşabilirsiniz. İşte tam da bu yüzden, ilişkilerde kişisel alanlar ve bireysel zamanlar bir lüks değil, ihtiyaçtır!
Özellikle uzun süreli ilişkilerde, kendinize zaman ayırmak oldukça önemlidir. Sevdiğiniz hobiler, arkadaşlarınızla buluşmalar ya da sadece kendinize ayıracağınız sessiz bir an… Bunlar hem sizin bireyselliğinizi canlı tutar hem de ilişkinize tazelik katar.
Sürekli partnerinizin yanında olmak cazip görünebilir, ama bu alışkanlık zamanla yıpratıcı bir yöne doğru ilerleyebilir. Partnerinizin de bireysel bir yaşamı olduğunu kabul edin ve ona kendi alanını tanıyın. Sürekli müdahale ettiğinizde ya da onun alanını daralttığınızda, ilişkinizin dengesinin bozulma ihtimali artar.
Sürekli birlikte vakit geçirmek, bir süre sonra bağımlılık enerjisine dönüşebilir. Kendinizi dış dünyadan soyutlamış ve yalnızca partnerinize odaklanmış bir hâlde bulduğunuzda, bu bağımlılık ilişkinizin dengesinin bozulmasına neden olur. Unutmayın, bir ilişkide bağımlılık değil, sağlıklı bir bağlılık olmalıdır.
Benzer bir diğer yazı >>>>> Erkeklerin aşık olduğunu gösteren 5 işaret