Konu mutsuz ilişkiler olduğunda hemen hepimiz suçu kadere atmaya eğilimliyiz. Oysa bu hiç rasyonel bir bakış açısı değil. Kaderi suçlamadan önce kendi sevgi anlayışınızı gözden geçirmelisiniz.
Genel olarak ilişkilerde sevgiye ve aşka bakış açılarımızdan ötürü sık yaptığımız hatalara kulak verin:
Önsezilerinizi umursamıyor olabilir misiniz?
Sevgi öyle güçlü bir duygu ki, bazen bizleri bazı yanılgılara düşürebilir. Sevdiğiniz kişi bazı anlarda sizin için iyi bir eşleşme olmadığını gösterir. Bu sizin için önemli olan bir konuda sevmediğiniz bir tutum sergilemesi de olabilir, katlanamadığınız bir alışkanlık da. Tolere etmeyi veya affetmeyi seçtiğiniz bu durumların gelecekte bambaşka boyutlarda karşınıza çıkması ise kaçınılmazdır. En iyisi, işaretleri dikkate alıp özsezilerinizi susturmamanız olacak. Partnerinizle ilgili özellikle belli bir konuda sürekli aklınıza “acaba” sorusu düşüyorsa belki de bu ilişki sadece bir “katlanış” haline gelmiştir ve size zarar veriyordur.
Onu düzeltebileceğinize mi inanıyorsunuz?
Aşkınızın bir kişiyi değiştirebileceğini düşünüyorsanız, bunun sizi yıpratmaktan başka hiçbir şeye yaramayacağını bilmelisiniz. İnsanları oldukları haliyle sevdiğiniz takdirde mutlu olabilirsiniz. Birinin değişmesini beklemek, değişmesi için çabalamak sadece sizi yorar. Şöyle düşünün: Siz de kusursuz değilsiniz. Hiç kimse kusursuz değil. Muhakkak ki partnerinizin de sizde sevmediği bazı huylarınız vardır. İki tarafın da birbirini değiştirme girdabında boğulduğu bir ilişki ne denli sağlıklı olabilir? Mesela siz romantik biri olabilirsiniz. Partneriniz size kıyasla duygularını daha az belli eden biri olabilir. Ama bu kişi o kadar düşünceli biridir ki, romantizmden uzak ama ufacık düşünceli bir hareketiyle bile size kendinizi öyle iyi hissettirir ki… Şimdi soruyoruz: Gerçekten bu kişiyi romantik biri haline getirmeye çalışmanıza değer mi? Sizi başka yollarla da mutlu edebiliyorsa inanın kendinizi değişimle yormanıza hiç gerek yok.
Her şey sizinle mi ilgili?
İlişkide sürekli talepkar olan siz misiniz? Eğer farkında olmadan ihtiyaçlarınızın partnerinizinkilerden daha önemli olduğunu düşünüyorsanız; ilişkinin bencil kişisi haline geldiyseniz mutsuzlukla sonuçlanmasından başka ne bekleyebilirsiniz ki?
Gerçekte de zihninizdeki ideal sevgiliyi mi bekliyorsunuz?
Söz konusu aşk, seks ve evlilik olduğunda herkesin bir ideali vardır. Bu standartlarımızla belirlediğimiz zihnimizdeki ideal kadın/erkek zaman zaman kafamızı karıştırabilir. Yanlış kişilerden hayal ettiğimiz kişi olmalarını bekleyebiliriz. Haliyle beklentiler karşılanmadığında da hüsrana uğrarız. En iyisi gerçekle hayalleri birbirine karıştırmamak ve hiç kimseye farkında bile olmadıkları roller, görevler vermemek.