Brian Selznick `in romanından uyarlanan ve 1930 Paris`inde geçen film, tren istasyonunda yaşayan kimsesiz birinin sonradan babası olacak kişiyle ve bir
3 boyutlu, bilgisayar destekli bir animasyon filmi olan
Metropolde yaşamanın yarattığı keşmekeşten kurtulup, hep hayalini kurdukları doğayla baş başa bir yaşam sürmek isteyen bir grup ekolojist, Ege’de bir komün köyü inşa ederler. Kentli ekolojistlerin köylerine yerleşmelerinden dolayı çok memnun olan köy halkı, artık hiçbir işe yaramayan kıraç tarlalarını ve eski evlerini değerinden fazla
Her şey yolundadır, ta ki bölgeye kurulması gündemde olan termik santral kararı onaylanana kadar… Termik santral ile birlikte eski köylüler ile köyün yeni sakinleri aktivistler arasında ilginç bir süreç başlar ve olaylar karşılıklı protestoyla tam bir komediye dönüşür.
Will Gerard (Nicolas Cage) kendini mesleğine adamış bir İngilizce öğretmenidir. Başarılı bir müzisyen olan karısı Laura (January Jones) ile mutlu bir evliliği vardır. Orkestra konserleri, arka bahçede verilen mangal partileri ve Will’in en sevdiği hobisi olarak, çalıştığı okulun müdürü (Harold Perrineau) ile yaptığı satranç maçlarıyla geçirdikleri rahat bir ev hayatları vardır.
Bir gece yaşamları korkunç bir olayla altüst olur. Provadan çıkan Laura ağır bir cinsel saldırının kurbanı olur. Karısının durumunu öğrenmek için telaş içinde hastanede bekleyen Will’in yanına iyi giyimli bir adam (Guy Pearce) gelir ve ona sessizce, bu olaydan sonra, çifti duygusal olarak çok yıpratacak olan adli süreci yaşamak yerine, adaleti derhal yerine getirmeyi teklif eder. Bir çılgınlık anında çabuk karar vermesi gereken Will bu teklifi kabul eder ve yasal olmayan yollardan düzen sağlamaya çalışan bir yeraltı örgütünün içine düşüverir. Olaylar gitgide daha korkutucu ve tehlikeli bir hal almaya başlar.
Mavi Pansiyon, Bodrum`daki bir pansiyonda yaşanan aşk, dram ve komediyi konu alacak.
Başarılı ve yakışıklı bir mimar olan Ahmet (Yunus Güner), Elif`le (Zeynep Beşerler) evliliğinin hüsranla sonuçlanmasının ardından aşka inancını kaybetmiştir. Ancak, kendini toparladıktan sonra gözde bir çapkın olarak hayata geri döner. Aradan geçen yıllarda her yaz olduğu gibi tatil için Ege sahilindeki "Mavi Pansiyon"a giden Ahmet’in ilgisini, aynı yerde kalan iki kız arkadaş çeker; Bahar (Fadik Sevin Atasoy) ve Esra (Özlem Tekin). İkili, çok yakın
Başka dünyalardan gelen bir varlığın bir çifte musallat olmasını anlatan 2007 tarihli ilk filmin başarısından sonra yönetmen ve senarist Alper Mestçi, "Musallat 2 Lanet" filmine de imza attı. Filmin başrollünde Reha Erdem`in ödüllü filmi Kosmos`dan hatırladığımız Türkü Turan yer alıyor.
Çok anlatılan, gerçek bir hikayeden yola çıkılarak çekilen "Musallat 2: Lanet" yine ilk film gibi psikolojik bir korku… İnsanın 2 yaşından öncesini hatırlayamaması ve o yılların karanlığı üzerine bir film. Elif (Türkü Turan) filmde kapkaranlık geçmişinle yüzleşmek zorunda kalan bir öğretmeni canlandırıyor. Ve yaşadığı tüm sorunların aslında geçmişindeki büyük bir hatadan kaynaklandığını öğreniyor. Bu büyük hata ise yanlış zamanda ve yerde yapılan, korkunç ve çözülmesi mümkün olmayan bir büyü…