Kendinizden biraz bahseder misiniz?
1982, İstanbul doğumluyum. Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde okurken, zevklerim ve yeteneklerim doğrultusunda Lasalle International Academy Moda tasarımı bölümüne geçerek eğitimimi burada tamamladım. Kendimi daha da geliştirmek için Central Martins Collage’da styling ve drapaj kurslarına katıldım. Sonrasındaki çalışmalarım da, bir gün kendi markamı yaratmak adına, adım adım tecrübelerim oldu.
Tasarım hayatınız nasıl başladı?
Söylediğim gibi siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler okurken, modaya olan tutkum, çocukluğumdan beri hayalim olan ve kendimi yansıtabileceğim bir alana yönelme isteğimle, okuduğum bölümden ayrılıp Lasalle’deki moda tasarımı bölümünden mezun oldum.
Okul bittikten sonra, o tarihlerde InStyle dergisinde moda editörü olan Esra Başıbüyük’ün asistanlığını ve akabinde bir sene kadar TNJ BBCN Tasarım Atölyesindeki asistanlık görevinde çalıştım. Oradan ayrıldıktan sonra bir süre, bir denim firmasında tasarımcı olarak görev aldım.
Hayatımın her döneminde moda ile iç içe olmaktan büyük keyif aldığım için, artık tasarımlarımı sergileyebileceğim, koleksiyonlar hazırlayacağım, aslında içten içe hep benimle olan mesleğim, “tasarım” hayatıma yön vermeye başlamış oldum.
Koleksiyonlarınızı kısaca tanıtırsanız…
Supernova
Deriye farklı bir duruş kazandırarak, Supernova koleksiyonu ile, iddialı ve seksi görünürken, günlük kullanımda da rahatlığı ön planda tutuyorum. Hem deri giyip çarpıcı görünmek isteyen hem de göze batacak kadar iddialı olmak istemeyenler için ideal.
Bekleyiş
Karikatür baskılara yer verilerek tasarladığım koleksiyon, eğlenceyi ve dişiliği ön plana çıkarıyor. Etekler, pantolonlar, şortlarla birlikte rahatlıkla giyilebilecek ceketleri barındıran Bekleyiş koleksiyonumda, kalıp ve kesimlerin farklılığı benim için önemli. Bu koleksiyondaki her şey, ayrı ayrı kadınların yaşamlarının tüm alanlarında giyilebilecek şekilde yaratıldı.
Zefir
İpeklerden oluşan “Zefir” koleksiyonum ise benim için, baş döndürücü bir asalete sahip. Zefir’de yer alan gömlekler, elbiseler tam anlamıyla zarafeti simgeliyor. Kadınların her zaman sahip olmak istediği, bir arzu nesnesi olan ipeği, bu koleksiyonda akışkan ve yaratıcı bir dokunuşla kullandım.
Trendleri takip eder misiniz? Koleksiyonunuza yeni çıkan trendler yansırmı?
Trendleri elbette takip ederim. Özellikle renkleri. Ama genelde içimden geldiği gibi tasarım yaparım. Tasarım yaparken içinde bulunduğum ruh halim tasarımlarıma yansır diyebiliriz.
Tasarımlarınızı oluştururken nasıl bir yol çiziyorsunuz?
Hayata olan geniş bakış açım dolayısıyla, tasarımlarımda değişik renkler ve baskılar kullanmayı çok severim. Benim için renkler, duyguların ifadesi olduğuna göre ve hayat çok fazla duygu yüklü olduğuna göre, renkli giyinmekten korkmamak gerektiğine inanmaktayım. Gördüğüm bir kumaş, dinlediğim bir parçanın içimde uyandırdığı duygu, izlediğim bir filmin üzerimdeki etkisi bana ilham verebilir. Ya da sadece kumaşları elime alıp oynamaya başlarım ve gerisi gelir.
Türkiyeden ve dünyada en beğendiğiniz tasarımcılar kimler?
Türkiye’den Ümit Ünal, dünyadan ise John Galliano, Dolce Gabbana ve malesef bir sene önce kaybettiğimiz Alexander McQueen favorilerimdir.
Hedefiniz nedir?
Hedefim, önce Türkiye’de sonra dünya da iyi bir marka olmak.
Çok özel Bahar Kanık tasarımlarını incelemek için fotogaleriye tıklayın.
GÜNLÜK TAROT FALINIZ
