Ameliyatsız Estetik Uygulamalar

Talebin bu kadar fazla olması, gelişen tıp bilimi ve teknoloji sayesinde estetik cerrahlar hastalarına ameliyatsız yeni nesil tedavi seçenekleri sunmaya başladılar. En çok kullanılan yöntemlerin başında gelen yeni nesil dolgu maddeleri ile yüzü sadece gençleştirmek değil şekillendirmek de mümkün!

Yapılan istatistikler, ofiste yapılan botox ve dolgu uygulamalarının artış hızının estetik ameliyatlardaki artış hızından çok daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır. Bu tip uygulamalar, gündelik hayatı olumsuz etkilemeden yapılabilen, bir ameliyat ve iyileşme süresi gerektirmeyen, daha basit ve pratik uygulamalardır.

Uzman doktorlar tarafından doğru yöntemlerle uygulanan bu çözümler, hem doğal hem de anında sonuç almak için bire bir.

Kusursuz güzellik için yapılan estetik cerrahi uygulamalarda son dönemde popüler hale gelen önemli ameliyatsız estetik cerrahi yöntemler hakkında Dr. Alpaslan Topçu’ nun açıklamaları:

Estetik uygulamalarından Botulinum Toksin, yaşla birlikte belirginleşen mimik çizgilerini hafifletmek ya da ortadan kaldırmak amacıyla kullanılan, kolay ve güvenilir bir yöntemdir. İlaç istenilen bölgelerde kas içine enjekte edilerek kaslarda gevşemeyi ve kasların üzerindeki kırışıklarda düzleşmeyi sağlar. İlacın etkisi 3-7 gün içinde tam olarak oturur. Ortalama etki süresi 4-6 aydır.

Dudağın belirginleşmesi ve dolgunlaşması için dudak çevresine dolgu ile yeni bir hacim kazandırılabilir. Tek seans olarak yapılan uygulamada dudak çizgilerinin içine ve dudak yapısına enjekte edilen yeni nesil dolgu maddesi sayesinde daha dolgun ve doğal bir görüntü elde edilir. Ayrıca ingilizcesi “Gummy Smile” yani Türkçeye “Diş Eti ile Gülme”olarak çevirebileceğimiz sorun ile ilgili olarak dudak kasına uygulanan botolinum toksin uygulaması sonucu etkili bir gülüş elde edilebilir.

Günümüz koşullarında iyi beslenememe, sigara kullanımı, kontrolsüz güneş ışınlarına maruz kalma ve en önemlisi cildin su ihtiyacını yeterince karşılayamama gibi sebeplerden dolayı gün geçtikçe cildimiz kuruyor, pürüzleniyor ve nemini kaybediyor. Bunlara ek olarak yaş ile birlikte vücudumuzdaki doku suyu diye adlandırdığımız Hyaluronik Asit (HA) oranı düşüyor ve bu sebeple de cildimiz gerginliğini kaybediyor.

Her ne kadar nemlendirici kremler ile cildimizi nemli tutmaya çalışsak da bu yöntemlerle ancak belirli bir katmana kadar inebiliyoruz.

Bu yeni tedavi ile cildin ihtiyacı olan ve su tutmayı sağlayan HA’yı deri altına uygulayarak cildin gerginliğini ve eski pürüzsüzlüğüne kavuşmasını sağlıyoruz. Bu tedavi ile vücutta düzenli olarak eksilen HA’yı yerine koyuyoruz. Cildin su tutmasını ve nemlenmesini sağlıyoruz. Bu şekilde de cilde parlaklık ve pürüzsüzlük kazandırıyoruz.

Bu tedaviyi diğer dolgu tedavilerinden ayıran en büyük özellik ise ürünün içinde çapraz bağ özelliği bulunmaması ve yerine kalıcılığını arttırmak için mannitol kullanılması. Mannitol dolgunun serbest radikaller tarafından yıkımını yavaşlatıyor. Bu sayede de ürün etkinliği çok daha uzun süreli oluyor. Ayrıca ürün, kütlesel dolgu etkisi yaratmıyor ve uygulandığı bölgenin zemininde yayılarak daha sıkı ve parlak bir cilde sahip olmamızı sağlıyor. Kısacası bu ürün yavaş, doğal ve güzel bir yaşlanma sağlıyor.

Aşırı terleyen insanlar için özellikle koltuk altına yapılan Botulinum Toksin uygulaması ile terlemenin önüne geçilebiliyor. Botulinum Toksin uıygulaması bu bölgede aşağı yukarı 8 ay süresince etkili oluyor. Sonrasında da bu işlemi düzenli olarak yaptırmak gerekiyor. Bu yöntem, aşırı terlemeye bağlı olarak istediği renkte kıyafetler giyemeyen insanlar için son derece başarılı ve yararlı bir uygulama olabilir.

Burun yapısına şekil veren dolgu maddeleri ile ufak burun kusurları giderilebilmektedir. Yüz için kullanılan yeni nesil dolgular ile burun kökü ve burun sırtını doldurarak daha düzgün bir çatı elde etmek; burun dudak açısını doldurarak burun ucunu kaldırmak ya da burun ucunu doldurarak daha zarif bir uç elde etmek mümkün.

Diğer burun operasyonları gibi alçı veya sargı yapılmayan bu yöntem sayesinde aynı gün içerisinde sosyal hayata uyum sağlanabilir.

Ameliyat yerine yeni nesil dolguların kullanıldığı bir diğer bölge ise çene bölgesi. Yeni nesil kalıcı dolgularla çene ucu büyültülerek istenilen görüntü sağlanılmaktadır. Yapılan bu işlem hem estetik açıdan güzel bir görünüm sağlar hem de kalıcı bir işlemdir. 

Erkek ve kadınların herkesin ortak sorunu olan fazla kiloların ve yağ birikimlerinin dağıtılmasına yardımcı olan Ultrashape işlemi 45- 60 dakika arasında değişen seanslarda karın, kalça ve bel bölgelerine uygulanmaktadır ve tek seansta 4 cm’ye kadar incelme elde edilebilmekte. Özellikle karın ve basen bölgesindeki yağ hücrelerinin azaltılmasında başarılı olan Ultrashape bir aylık süre içerisinde 3 seans olarak tekrarlanmaktadır ve üç seansın sonunda 4 ile 7 cm arasında incelme sağlayabilmekte.

Bir seansta yaklaşık 300 gr yağ atılabilmesini sağlayan bu cihazdan faydalanırken diyet yapmak aldığınız sonucun yüzde yüz sonuca ulaşmasına yardımcı olmaktadır. Bu seansları alanlara haftada 2 kez yürüyüş ve bol bol su içmeleri önerilir.

VelaShape ameliyat olmadan selülit görüntüsünün azaltılması ve bölgesel yağların giderilmesi konusunda en gelişmiş ve klinik ortamda etkinliğini kanıtlamış bir cihazdır. Kızıl ötesi Radyofrekans tedavisi; çapta küçülme, bölgesel incelme, vücut şekillendirme, cilt sıkılaştırma, bölgesel kan dolaşımındaki iyileşme, cilt dokusunu iyileştirme, minör kas ağrılarında rahatlamaya yardımcı olmak amacıyla bacak, basen, üst kol, bel, karın, yüz ve boyunda kullanılmaktadır. Kızıl ötesi ve Radyofrekans enerjilerinin sinerjik kombinasyonu cildi ısıtarak oksijenin hücre içi difüzyonunu arttırabilir. Radyofrekans tedavisi kan akışının hızlanmasına yardımcı olur. Böylece metabolizma harekete geçer, ısı ile genleşmeyi sağlayıp radyo frekans ile var olan selülitleri küçülterek ciltteki görünümü düzenler, aynı zamanda cildin yenilenmesine, canlanmasına yardımcı olur. Doku sıkılaşarak daha pürüzsüz bir görünüme kavuşabilir. Haftada 1 kez, tüm vücut uygulamalarında maksimum 45-50 dk. bölgesel uygulamalarda ise maksimum 20. dk. uygulama yapılır. Uygulama başlığı içerisinde 4 ayrı program mevcuttur. Bu uygulamalar mekanik masaj, vakum terapisi, kızılötesi ışın ( infrared ) ve radyo frekanstır.

Cildin üst tabakasının medikal olarak elde edilmiş çeşitli tipte ve konsantrasyonda olan asitler ile soyularak yapılan bir tedavi yöntemidir. Cildin üst katmanının soyulması yeni deri oluşumunu uyarır, böylece daha sağlıklı görünüm sağlanabilir. Bu tedavide çeşitli meyve asitleri kullanılmaktadır. Akne, lekelenme, antiaging, skar tedavisi kullanım alanları arasındadır. Uygulama yapılacak alan ve uygulama döneminde güneşin etkisi önemlidir. Kimyasal peeling sonrasında lekelenme, renk açılması gibi yan etkiler oluşabilir. Uygulama sonrasında güneşten korunma sağlanmalıdır. Tedavi için tekrarlayan seanslar gerekebilir. Seans arası ve sayısı cildin durumu ve kullanılan asidin yüzdesine göre değişiklik gösterebilir.

Özel dalga boyuna sahip lazer cihazları kullanılarak, kan damarlarının içinde ki Hb pigmentleri hedef alınarak, kılcal damarları soldurmak hedeflenir. Kılcal damar tedavisinde lazer, 4 mm. den küçük damarlarda etkindir. Tedavi sonrası hedef damarlarda % 80 iyileşmedir fakat ilerleyen dönemde lazer tedavisinden bağımsız olarak, cilt yapınıza ve dış etkenlere bağlı olarak başka bölgelerde damar çatlakları oluşabilir.

  

Özellikle, lazer teknolojisindeki son gelişmelerle Fraksiyonel lazer ile cilt soyma, leke çıkarma ve kırışıklık tedavisi ülkemizde de çok popüler hale geldi. Lazerle cilt gençleştirme ve yenilemede; üst derinin ince katmanı lazer enerjisi ile buharlaştırılırken, cildin alt katmanında kollajen üretimi arttırılır. Kollajen şeritlerin sıkılaşması sağlanırken, ileri dönemde de kollajen üretimini arttırır. Böylece daha taze bir cilt görünümü, ciltte sıkılaşma, izlerde lekelerde ve ince kırışıklarda azalma sağlanır.

Ciltte güneşin etkisiyle ve yaşla birlikte oluşan lekeler ve dövme tedavisinde lazer uygulaması, tedavide ilk seçeneklerden biridir. Lazer, cildimize rengini veren melanin pigmentine yapacağı ısı hasarı ile leke ve dövmelerde etki eder. Dövmeler; Profesyonel, Amatör ve Travmatik olmak üzere 3 ana başlıkta sınıflandırılır. Tedavi planlamasında, dövmenin ne kadar profesyonel biri tarafından yapıldığı göz önünde tutulmalıdır. Lazer, özellikle dövme tedavisinde, cerrahi tedaviye önemli bir alternatif olmuştur. Dövmeler, çeşitli renkler ve bileşenlerden oluşmuştur. Dövme tedavisinde kullanılan lazerin etkin olması için, pigmentin ciltte bulunduğu seviyeye, lazerin dalga boyunun etkin olması gerekir. Aynı zamanda dövmenin rengine göre, lazer dalga boyu ayarlanmalıdır. Lazerle dövme tedavisinde her zaman, dövmede tam olarak kaybolma sağlanmayabilir. Hastayla, beklentileri ve oluşabilecek sonuç görüşülerek tedaviye başlanır.

Özellikle derinin gençleştirilmesi, kırışıklıkların giderilmesi, bölgesel zayıflama, sellülit ve çatlakların giderilmesinde kullanılır olmuştur. Çeşitli vitamin, enzim ve aminoasitlerden oluşan karışımların iğneyle enjekte edildiği mezoterapi yöntemi, ‘mezoterapi tabancası’yla artık daha da kolay ve ağrısız. Yaşlanmanın etkilerini gidermek, kırışıklıkları ve sarkmaları düzeltmek, bazı yerlerdeki istenmeyen yağ birikimlerini eritmek, selülitli bölgeleri tedavi etmek, saç dökülmelerinde (bölgesel veya genel) saçın güçlenmesini sağlamak veya yeni saç çıkışını arttırmak amacıyla tercih edilir. Yüz, boyun, gerdan, göbek, kalça, bacaklar, kollar ve saçlar uygulama alanlarıdır.