Yüzmeye ne zaman başladın?
Yüzmeye beş yaşında Çiğdem Abaza’nin eğitmenliğinde başladım.
Balıklardan ilham aldığını söylüyorsun. Peki, yüzmek senin için ne ifade ediyor?
Yüzmek bana göre tüm günün yoğunluğunu ve stresini atmak için bir terapi, bununla birlikte kazanmanın, başarmanın verdiği o haz paha biçilmez bir his.
Yüzmenin dışında ilgi alanların neler? Yoğun temponda bunlara zaman ayırabiliyor musun?
Yüzme sayesindeki sporculuğumun yanı sıra; ben bir sanatçı, aşcı, terzi ve en önemlisi de öğrenciyim. Sanata yoğunluğumdan ötürü bir süre ara verdim, tatillerimde ise kıyafetlerimi tasarlayıp çizip, kesip, biçip ardından dikiyorum, dışarı çıkarken giyiyorum da… Annem evde yokken kendi yemeğimi pişirip, hemen hemen her türlü işimi kendi başıma halledebiliyorum. Lise 9. sınıf öğrencisiyim ve 466 puanla yerleştim okuluma. Bir fitness salonunda da kara antrenmanlarımı vakit buldukça yapıyorum! Ama bunu bilinçli bir şekilde profesyoneller eşliğinde yapabilmeyi çok isterdim, o zaman kendimi çok daha geliştirebilirim. Çünkü fazla kilolarım var, verirsem Dünya Rekoru’nu dahi kırabilirmişim.
Sümeyye Boyacı’nın bir günü nasıl geçiyor?
Sabah erken saatte okula gidiyorum, okuldan çıkar çıkmaz antrenmana yetişiyorum. Antrenmandan sonra bazen saat gece 11’lere kadar özel ders alıyorum, çünkü neredeyse her ay yurtdışı yarışlarına katılıyorum; bütün dersleri kaçırdığım için de ailem beni destekliyor.
Genç yaşına rağmen büyük başarılara imza attığın bir gerçek. Geleceğe dair hedeflerin neler?
Yakın hedeflerimden bahsetmek gerekirse, 2019 Malezya Dünya Şampiyonası, ardından Avrupa Şampiyonası ve en büyük isteğim de 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda yeniden birinci olmak ve bayrağımızı göklere çıkartıp marşımızı okutmak. Daha ilerisi içinse öncelikle ülkeme en mükemmel şekilde fayda sağlamak için yurtdışında ciddi eğitimler alıp iyi bir psikolog olmak istiyorum. Çünkü hem sporcu hem sanatçı; çocuk, ergen, öğrenci ve en önemlisi de engelli psikolojisinden en iyi ben anlarım.
Sana ilham veren yüzücüler hangileri?
Aynı zamanda en büyük rakibim olan Teresa Perales. Üstelik yarışlarda da en sevdiğim kişilerden birisi. Kendisi 42 yaşında ve 8 yaşında bir oğlu var. Bunlara rağmen her katıldığı yarışta birincilik madalyası alıyor. Bana son gittiğim yarışta “Hep ben birinci oluyordum, birisi ilk defa beni geçti” diyerek sımsıkı sarıldı.
Senin kadar başarılı olmak isteyenlere verebileceğin tavsiyeler neler?
Bir konuda başarılı olmak için mutlaka sevdiğiniz işi yapmalı ve asla vazgeçmemelisiniz. Diyeceksiniz , şimdi sen hiçbir şeyden vazgeçmedin mi? Hayır, başladığım hiçbir işten vazgeçmedim. Resimde, ebruda, derslerimde her zaman kendime söylediğim tek şey “Sümeyye en iyisini yapman, özellikle de senin yapman lazım!”
Röportaj: Y. Buğra LEVENT