Röportaj: Asena Sarıbatur

Öncelikle bloggerlık hikayen nasıl başladı?

Marie Claire dergisinde staj yapıyordum. O süreçte dergiciliğin çok içinde olduğumdan dijitalin ne kadar önem kazandığını bizzat deneyimledim. Ve blogumu kurdum. 

Biz Asena Sarıbatur’u nasıl tanıdık? Dönüm noktan olarak gördüğün bir şey var mı?

Aslında tek bir şey söyleyemem. Moda sektörü çok eğlenceli ve kolay görünse de ciddi emek gerektiren işler barındırıyor. Ben de yaklaşık 5-6 yıldır sektörde olan biri olarak, sektörün birçok farklı alanında yer aldım. Stajla başlayan hikayem moda editörü asistanlığıyla devam etti. İstanbul Moda Akademisi’nde aldığım eğitimin ardından birçok dergi için freelance moda editörlüğü yapmaya başladım. Yine birçok marka, reklam, katalog için styling yaptım. Dizi styling’i de eklendi bunlara. Tüm bunlar olurken blogumu da devam ettirdim ve gerçekten içime sinen markalarla beni mutlu eden projeler gerçekleştirdim. Moda çok global bir dinamik olduğu için Milano’da da bu konuda eğitim aldım. Milliyet Gazetesi’nin Cadde ekinde moda yazıları yazıyorum bir süredir. Ayrıca birçok dergi için de röportajlar yapmaya ve yazılar yazmaya devam ediyorum. Tüm bunlar devam ederken yaklaşık bir sene önce de “runthisway”i kurdum. Her biri gerçekten ciddi emek gerektiren bu işler sonucunda, sanırım artık sektörde birazcık da olsa tanınıyorum:)

runthisway’e geleceğim, fakat onun dışında neler yaptın? Köşe yazarlığı, stil editörlüğü sana ne gibi tecrübeler kazandırdı?

Yukarıda saydığım ve bu süreçte yaptığım her şey yine devamlılığını koruyor. Köşe yazarlığı hem ülkede hem dünyada, sektörde olan tüm gelişmeleri çok daha yakından takip etmemi, hatta çoğuna dahil olmamı sağladı. Seyahat etmemin, yeni şeyler keşfetmemin, araştırma yapmamın temeline oturdu. Artık her şeye “araştıran”, “yazan” olarak bakıyorum. Bu sorumluluğu taşımak ve insanlarla bir şeyler paylaşmak gerçekten çok keyifli. Başından beri freelance devam eden moda editörlüğü bir dönem yerini Bestyle Magazine’de Stil Editörlüğü’ne bıraktı. O da keyifli bir süreçti. Tüm markaların o sezondaki ürünlerini görsel olarak araştırmak, onlarla mix&match’ler yapmak, editorial çekimlerimde stil tüyoları vermek gibi detaylar barındıran bu süreci zamansızlıktan ötürü freelance devam ettirmeye karar verdim. 

runthisway’i kurma fikri nasıl çıktı?

Sektörde var olduğum andan beri yeni tasarımcılarla iç içeyim. Gerçekten bir hikayesi olan, dünya standartlarında tasarımlar ortaya çıkaran tasarımcılar var ülkemizde. Fakat devler liginde yarışacak bütçeleri olmadığı için; çizmek, kesmek-biçmekle uğraşırken işin business tarafıyla ilgilenemiyorlar. Fakat bu yolda onlara danışmanlık verecek, bu yolu koşmalarını sağlayacak birilerine ihtiyaçları var. İşte tam da bu noktada göz kamaştıran o “runway”lerde onların da yer almasını sağlamak ve bu yolu onlarla birlikte koşmak için “runthisway”i kurdum. 

Nedir peki runthisway? 

Moda showroomu diyebiliriz. Nişantaşı’nda yer alan showroomumuzda birlikte çalıştığımız tasarımcıların ürünleri sergileniyor. Buradan dergi, blogger, celebrity çekimlerine yönlendiriliyor. Bu çekimler sayesinde markanın ve tasarımların tanıtımı yapılıyor. Ayrıca tasarımcıların markalarının satış kanallarını yönetiyoruz. Marka yönetimi konusunda da onlara danışmanlık veriyoruz. Daha büyük çapta varlığını sürdüren markaların sosyal medya yönetimini gerçekleştiriyoruz. Bu anlamda güzel bir ekibimiz var. Fakat runthisway bünyesinde yapacağımız çok farklı şeyler olacak ilerleyen süreçte. 

Gelecekte farklı projelerin/girişimlerin olacak mı?

Olmaz mı:) 30 yaşıma 3 ay kala, kariyerim konusunda çok verimli bir dönemimdeyim. Yapmak istediğim çok fazla şey var. Çok fazla fikir var. Aşama aşama bunları gerçekleştirmeyi hedefliyorum. Yurt dışı odaklı projeler ağırlıkta. Olgunlaştığında tekrar bir araya gelelim detaylı konuşalım:)

Gelelim moda haftalarına… Bu sene hangilerine katılacaksın?

Londra, Milano ve İstanbul…

Peki favori şehrin hangisi? 

New York Moda Haftası‘nda yer almadım. Bir sonraki sezon gideceğim. Londra’yı da bu yıl deneyimleyeceğim. Paris’te moda haftası sırasında bulundum. Paris gerçekten çok güçlü. Berlin çok keyifli ve sıcak. Ama benim favorim Milano:)

İstanbul Moda Haftası’nın etkinlik takvimini başarılı buluyor musun?

Evet son derece başarılı buluyorum. Ülkemizde yaşanan acı olaylardan ötürü son birkaç sezondur bazı aksaklıklar yaşansa da, tüm organizasyonu çok başarılı buluyorum. 

MBFWI’te favori tasarımcıların kimler?

Zeynep Tosun, Mehtap Elaidi, Burçe Bekrek, Deniz Berdan. Bunlar zamansız favorilerim ama geçen sezon izleyip bu yıl heyecanla beklediğim yeni tasarımcılar var.

Genel olarak en çok bulunmak istediğin ya da bulunmaktan mutlu olduğun defile hangisi?

Prada defilelerini soluksuz izliyorum. Tüylerim ürperiyor hep. Gucci defileleri de aynı şekilde. Alexander Wang defilelerinde bulunmak çok isterdim. Çok sevdiğim bir tasarımcı. Çok dinamik, genç, asi ve özgür buluyorum ve orada olmalıyım diyorum. 

Okuyucularımıza sezona dair ipucu vermek ister misin? Bu sezon için alacağın veya aldığın en önemli parçalar neler?

Bu sezon balıkçı yakaların üzerine giyeceğiniz gecelik elbiseler çok ön planda. Bu görünümü seviyorsanız mutlaka edinin. Çok şık bir kıyafetin dahi üzerine giyeceğiniz militer detaylı yeşil bir bomber ceket inanamayacağınız cool bir görüntü yaratmanızı sağlayacak. Lame ve dore detaylar var. Hiç sevmeyen bana bile kendini sevdirecek tatta leopar deseni var. Ben bu sezon indirimden yakaladığım ama mevsimsiz Sandro pantolon ve trençkotumla aşk yaşıyorum. Ayrıca asla Zara olduğuna inanamayacağınız bir suni kürk aldım ve giymek için kışın gelmesine razıyım. Alınacak listemde ise uzun bir palto var ama renk konusunda kararsızım. Yapacağım seyahatlerden bolca vintage parça alacağım. 

Son olarak yanından ayırmadığın, olmazsa olmaz makyaj ürünlerin neler?

Rimelim, göz altı kapatıcım ve nude rujum olmadan asla.

Bu keyifli röportaj için çok teşekkür ederiz! 

Çok yakın zamanda Instagram hesabımızda da kendisini göreceksiniz!