American Apparel 1997’da kurulan ve çok satan penye ve lycra’lı ürüleriyle ABD’nin en büyük giyim üreticisi, hem de ürettiği 80’ler ve şimdi de 90’lara dair az bulunan parçaları çok tutan bir marka. Markanın bir diğer özelliği de gerek internet sitesine koyduğu modellere verdirdiği provokatif pozlar, gerekse ilan kampanyalarında erotizmi çoktan aşıp ponrografinin kıyılarında gezinen mizansenleriyle çok tartışılması.
American Apparel’in modelleri ilk bakışta sokaklarda sıkça rastlayacağınız sıradan tipler gibi görünüyor çünkü çekimlerde saç ve makyaj gibi görkem yaratabilecek unsurlardan kaçınılıyor. Bunun yerine modeller sanki ya şimdi yataktan çıkmış, ya da saniyeler sonra “yatakta” olacakmış gibi hallerde, makyajsız ve şaşasız.
Yine de tabii herkes incecik, sporlu ve girdikleri “porny” pozisyonlar itibariyle erotik.
Buraya kadar çok da karışılacak, şaşırılacak bir şey yok. Bir marka isterse aşırı muhafazakar olur çarşaf satar, isterse sattığı ürüler ve kampanyalarıyla cinselliğin dibine vurur. Bu o markanın kimliğidir, beğenmeyen almaz, zaten her marka kendi müşterisine yayın yapar. Ancak markalar düpedüz ayrımcılığa gittiği zaman dedikodu kazanının da kaynamasında bir sakınca yok tabii.
American Apparel (bundan böyle AA) bu anlamda son zamanlarda ne yapsa insanlar daha da çok şaşırıyor. İlk önce üzerinde “Daha az ye (Eat less)” yazan bir tişört yüzünden başları ağrıdı. Anoreksiye özendiren bu tişörtler konusunda yan çizmeleri gerekince küçük bedenlerde satılmadığını, yalnızca large bedenler için satıldığını söyleyerek, “şişkolar”a ilk golünü atmış oldu AA.
Daha kilolu müşterileri büyük beden sorduğunda “Bizim demografiğimiz değil” diye cevap veren satış görevlileri yalan söylemiyor. Birçok modelin en büyük bedeni Medium. Örneğin kısa dar şortlardan giymek isteyen tombullar kusura bakmasın. Gerçi bu politikalarının sonu özellikle minicik şortlar söz konusu olduğunda herkes için daha hayırlı olsa da, yine de böyle bir seçimi insanların adına yapmaları da tartışma yaratıyor.
Biliyorsunuz, Batı’ya doğru ilerledikçe şişmanların ebadı da özgüvenleri de büyüdükçe büyüyor. Örneğin San Fransisco’ya vardığınızda artık seksi giyinen obez tayfası çoğunluk halini alıyor. Anlaşılan bu durdurulamayan topluluğu “dur” deme görevine talip olmuş AA. Şişmanlarla savaşın Avrupa’daki komutanı Karl Lagerfeld ise, AA da Amerika cephesinin kumandanı.
AA’ın tek derdi şişmanlar değil. İş başvurularını tepeden tırnağa göründükleri bir boy ve çok yakından bir de yüz fotoğrafıyla kabul ettiklerini, işe almadan insanların dış görünüşünü iyice incelediği, çirkin bulduklarına “markaya uygun değil” açıklamasıyla kapıyı gösterdikleri ve bunun bir örneğinin kaydedilmiş bir konferans konuşmasında da ıspatlanabileceği çıktı daha sonra su yüzüne. Bu konuda oldukça sinirli ve biraz da “çirkin” olduğu tahmin edilen bir kaynak “Ne iş yapacağına, ne kadar para alacağına görünüşünle karar veriyorlar. Neyi yapabileceğinin bu seçimde hiçbir kıymeti yok” diye konuştu.
Ağzı yanan ve ismini vermeyen bir başka çalışan şirketin çok sıkı giysi ve bakım yönetmeliği olduğunu, tırnak, saç, makyaj ve kaşlarının aniden yapılan baskınlarda dikkatle incelendiğini, bu konuda beklentileri karşılamayan çalışanlarının ise fotoğrafları çekilerek, internete koyulup üzerinde dalga geçildiğini anlatıyor. Bu çalışana birçok şirketin yürürlükte bu tür yönetmelikleri olduğunu hatırlatmakta fayda var, tabii internette dalga geçme kısmı kuşkusuz yaratıcı ve acımasız. Yine de çalışanları tertipli ve bakımlı tutmanın en etkili yöntemi buysa…