“Will-they-won’t-they” olarak bilinen ilişki türü, bir araya gelip gelmeyecekleri belirsiz olan ve izleyicilerin merakla takip ettiği çiftleri tanımlar. Ekran başında büyük bir sabırsızlıkla bir arada olmalarını beklediğimiz ama bir türlü kavuşamayan bu ikililer, televizyon ve sinema tarihinde romantizm türünün en çok ilgi gören örnekleri arasındadır. Bu tür ilişkiler iyi işlendiğinde, sonunda bir araya gelseler de gelmeseler de izleyicilerin akıllarına kazınarak unutulmaz çiftler arasına girerler. Kimilerince klişe olarak görülse de, geniş bir izleyici kitlesi tarafından sevilen “olacaklar mı, olmayacaklar mı” türündeki bu ilişkiler ekranları bırakmaya pek niyetli değil gibi görünüyor.
Peki ekranlarda gördüğümüz en iyi 5 “olacaklar mı olmayacaklar mı” ilişkisi hangileri? Gelin, hep birlikte inceleyelim.
Kapak: @jourdansloane
“The Office” dizisinden Pam ve Jim
Yayınlanmasının ve sona ermesinin üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen, hâlâ geniş bir hayran kitlesi tarafından ilgiyle takip edilen sit-com’lardan olan “The Office,” Pam ve Jim karakterlerinin belirsizlikle başlayan ilişkisiyle de büyük bir popülerlik kazandı. Dizinin başından itibaren Jim’in Pam’e karşı hisler beslemesi ancak Pam’in başka bir erkek arkadaşı olması, bu ikilinin birkaç sezon boyunca “olacaklar mı, olmayacaklar mı” türündeki ilişki dinamiğini sürdürmesine neden oldu.
“New Girl” dizisinden Jess ve Nick
“New Girl” dizisini bu kadar popüler kılan etkenlerden biri, tartışmasız, arkadaş olarak başlayan ilişkilerinin aralarındaki çekim ve enerjiden dolayı romantik bir boyuta dönüşüp dönüşmeyeceği merak edilen Jess ve Nick karakterleri oldu. Zıt karakterleri ve arkadaş olmaları, onları en çok ilgi uyandıran “olacaklar mı, olmayacaklar mı” ilişki dinamiğine dönüştürdü. Bir araya gelip sonrasında tekrar ayrılan bu ikili, dizi boyunca bu ilişki türünü sürdürerek izleyicileri kendilerine çekmeyi başardı.
“Gilmore Girls” dizisinden Lorelia ve Luke
“Gilmore Girls,” birçok insan için huzur ve güven hissi yaratan, konfor dizilerinden biri olarak öne çıkıyor. Dizinin bu denli sevilmesinin nedenlerinden biri de Lorelai ve Luke’un arasındaki ilişki. İlk bölümden itibaren aralarındaki enerjinin bir ilişkiye dönüşeceği izleyiciler tarafından hissedilse de, ikilinin dördüncü sezonun sonuna kadar bir araya gelememesi onları “olacaklar mı, olmayacaklar mı” türünün en iyi örneklerinden biri haline getiriyor.
“Brooklyn Nine-Nine” dizisinden Amy ve Jack
Rakip iş arkadaşları olarak başlayan ilişkilerinin güçlü bir çekime dönüşmesi, Amy ve Jack’i bu türdeki unutulmaz çiftlerden biri yapıyor. Üçüncü sezona kadar merakla beklenen bu ilişki, diğer örneklerden onları ayıran bir özellikle öne çıkıyor; bir araya geldikten sonra bile diziyi sıkıcı bir hale getirmeden ilişkilerini sürdürmeye devam etmeleri.
“Friends” dizisinden Rachel ve Ross
Televizyon tarihinin belki de en çok konuşulan ilişkilerinden biri olan Rachel ve Ross, dizi boyunca izleyicileri ekrana kilitleyerek bir araya gelmelerini sabırla bekletmeleriyle “olacaklar mı olmayacaklar mı” türünün en iyi örneklerinden biri haline gelmiştir. İlk bölümden itibaren Ross’un Rachel’a duyduğu hisler belli olurken, Rachel bu duyguları fark ettiğinde Ross’un başka bir ilişkiye başlaması, bu ilişkinin dinamiklerini beslemeye devam eder. İkinci sezondan itibaren roller değişir ve sonunda bir araya gelseler de ilişkileri kısa sürer ve ayrılıkla sonlanır. Dizi boyunca izleyiciler, Rachel ve Ross’un tekrar bir araya geleceği anı dört gözle beklese de, final bölümüne kadar bu beklenti sürer. Bu süreç, Rachel ve Ross ikilisini bu türün en başarılı ve en çok sevilen örneklerinden biri yapar.
Benzer bir diğer yazı >>>>> “Sonbahar” gibi hissettirecek 5 film