Eski çağlardan bugüne güzellik anlayışı değişse de değişmeyen tek şey kadınların kişisel bakıma olan merakı. İşte yüzyıllar öncesinden günümüze taşınan 3 güzellik sırrı…
Haftada bir kez kil maskesi
Mineral ve vitaminlerden zengin bir içeriğe deniz tuzunu haftada bir ya da iki kez peeling olarak kullanabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken önemli bir nokta var: Tuzu direkt olarak yüzünüze uygulamamak! Çünkü tuzun yapısı gereği sert parçalar özellikle hassas ve derinin ince olduğu bölgelere zarar verebilir, tahrişe neden olabilir. Bu nedenle deniz tuzunu önce bir havanda biraz incelttikten sonra içine zeytinyağı ve birkaç damla kayısı yağı ekleyerek karıştırın. Bu karışımı yüzünüze dairesel hareketlerle, çok bastırmadan uygulayın. Ardından da yüzünüzü ılık suyla yıkayın. Yine haftada bir kez kille maske yapabilirsiniz. Antik çağlardan bu yana kullanılan kil, cildin toksinlerden arınmasına, sıkılaşmasına yardımcı oluyor. Yağ dengelenmesini sağladığı için sivilce oluşumunun da önüne geçiyor. Kilin renk açıcı özelliği ise ciltteki lekelerle mücadelede büyük fayda sağlıyor. Uzmanlar yağlı ciltler için yeşil, kuru ve hassas ciltler için ise beyaz kil öneriyor. Kil maskesinin yapımına gelince; bir tatlı kaşığı gül suyu ile 1 çay kaşığı kili karıştırıp yüzünüze sürün, 20 dakika bekleyip yüzünüzü ılık suyla yıkayın. İşte bu kadar kolay!
Kadınlar bakım için bitkilerden, kayalardan, yağlardan, topraktan faydalanıyordu. Bu konudaki en iddialı medeniyetlerden biri Eski Mısır’dı. Güzelliğiyle bilinen Nefertiti, Roma İmparatoru Jül Sezar’ı kendisine aşık eden Kleopatra, Mısır topraklarında yaşadı. Nefertiti’nin yağların gücünden faydalandığı, Kleopatra’nın ise güzel bir cilt için yüzünü eşek sütü sabunuyla yıkadığı, inek sütüyle ise süt banyosu yaptığı biliniyor. Yine Kleopatra’nın cildini ölü derilerden arındırmak için kumdan faydalandığı, yumurta akı ve kille maske yaptığı da farklı kaynaklarda karşımıza çıkıyor.
Peeling için deniz tuzu, kırışıklık için çiçek suyu
Antik Çin’de kadınlar sivilce problemiyle başa çıkmak için maş fasulyesini kullanıyordu. Ezerek macun haline getirdikleri fasulyeyi maske gibi uyguluyorlardı. Parlak bir cilt için ise nane yapraklarından faydalanıyorlardı. Japonlar ise deniz tuzuyla peeling yaparken, Güney Asya’daki kadınlar ise cildini Hindistan cevizi yağıyla nemlendiriyordu. Rönesans döneminde cildi iyice temizleyip beyazlatmak isteyen kadınlar, farklı otlar, yağ, çiçek suları, kafur gibi birçok maddeyi karıştırarak elde ettikleri ürün peeling gibi kullanıyordu. Ciltteki kırışıklıkları gidermek için ise süsen veya nilüfer çiçeğinin suyunu çıkarıp sabah – akşam yüzlerini bu suyla yıkıyorlar, lekeler için mürekkep balığı kılçığı içeren bir karışımdan faydalanıyorlardı. Osmanlı haremindeki kadınlar ise kil maskesi yapıyor, gül suyuyla ciltleri temizliyorlardı.