Duygularımız vücudumuzu ele geçirdiğinde, onlardan uzaklaşmak zordur. Peki, bu durumdan kurtulmak için ne yapmalıyız? “İlk yapmamız gereken, hislerimizi ciddiye alıp onlara kulak vermek” diyor psikoterapist Catherine Aimelet-Périssol ve ekliyor: “Hislerimiz bizim için neyin iyi, neyin kötü olduğunun habercisidir.” Ayrıca bir sineği savar gibi duygularımızdan uzaklaşmak da söz konusu değildir. Onlara daha fazla maruz kalmamanın tek yolu, önce onları serbest bırakmak, sonra da derin bir nefes almaktır. “Ne olacağını ve ne olması gerektiğini düşünerek paniklemek yerine içinde bulunduğumuz ana yoğunlaşmak kendi içimize dönmenin bir yoludur. Eğer bu da yeterli gelmiyorsa, bulunduğunuz ortamı terk edip yürüyüşe ya da koşuya çıkabilir, gözlerden uzak bir yere kaçabilirsiniz.” Vücudu gerginlikten kurtarmak, zihnin özgürleşmesine yardımcı olur. Bu olumsuz duygulardan kurtulmuş olmak için kurtulmak da etkili bir yöntem değil. Catherine Aimelet-Périssol, bu durumu bir dağ tırmanışına benzetiyor. “Tehditkâr bir durumda, ancak tutunacak başka bir yer bulabildiğinizde, olduğunuz yerden ayrılabilirsiniz. Başka bir destek bulana kadar öfke veya kırgınlık duygusunu da bırakmak zordur. Bu olumsuz duyguyu salıvermek her ne kadar kolay bir yöntem gibi görünse de anlamlandırılmadığı sürece bana göre yeterli değil.” Bu durumda kendimize Aimelet-Périssol’un önerdiği şu üç soruyu sorabiliriz. Ne yapabilirim? Saçma dahi olsa bütün olasılıkları sıralayın. Elimdeki bilgiler ne ve neler eksik? Ve tabii ki tüm bunların özeti olarak, ne yapmak istiyorum? Filozof Marc-Alain Ouaknin bir sözünde şöyle der: “Duygularımız sorularımıza cevaptır.” Ancak bazen gün yüzüne çıkan geçmiş yaşanmışlıklardan kaynaklı üzüntü, derin öfke veya yer etmiş değersizlik hissi cilt rahatsızlıkları, sancılı karın ağrıları gibi sürekli olarak tekrarlanan rahatsızlıklara sebep olabilir. Gestalt terapisti Gonzague Masquelier, olumsuz duyguları besleyen geçmiş yaşanmışlıkları ve inançları gün yüzüne çıkarmayı sağlayacak olan birkaç seans terapiden kaçınılmamasını tavsiye ediyor ve grup terapisini öneriyor. “Grup terapisi hem sorunlarımızı paylaşmaya yardımcı olur hem de güven verici bir ortam sağlar. Bu sayede, üstüne çalışılan yöntemin kişi tarafından farkına varılması bireysel terapiye göre daha hızlı işler.” Olumsuz düşünceler ve gerginliğinizden böylece kalıcı olarak uzaklaşabilirsiniz, ancak acil durumlarda zihni hemen o andaki olumsuz düşüncelerden arındırmak ve stresinizi ertelemek için önereceğimiz nefes ve duruş egzersizlerini uygulayabilirsiniz.
1. Kırgınlığa karşı gülümseyin
Akıldan bir türlü çıkarılamayan kırgınlık, kişi ve diğerleri arasında çatışma yaratır, kişinin geleceğe berrak bir şekilde bakmasını engeller. Her ne kadar hesaplaşmak isteseniz de sizi gereksiz yere sıkıntıya sokan bu durumdan bir adım geride durmayı deneyin. Çigong hareketlerine hazırlık niteliğinde olan “iç gülümseme” egzersizinden ilham alabilirsiniz. Bir aynanın karşısına geçin ve hafifçe gülümseyin. Gülmenize yardımcı olması için aklınıza sevdiğiniz birini ya da mutlu olduğunuz bir anı getirebilirsiniz. Aynadaki gülümseyen yüzünüze bakın, ruh halinizin değişimine tanık olacaksınız. Negatif düşünceleriniz sertliğini kaybeder ve size yeni bir sükûnet formu kazandırır, kendinizi daha hafiflemiş hissedersiniz. Gözlerinizi kapatıp bu gülüşü yüzünüzde koruyarak daha derin bir rahatlama arayışına da girebilirsiniz.
2. Öfkeyi etkisiz hale getirin
Negatif enerji akışı kontrol kaybına neden olur ve sizi boğar. Eğer bu duyguya direnirseniz, öfke patlaması yaşayabilirsiniz. Bu gibi durumlarda bir pipetten ilham alabilirsiniz, yani eğilip bükülebilen ama kırılmayan. Örneğin bir telefon görüşmesinde giderek tansiyon yükseliyorsa, önce dengenizi bulmak için rahat bir koltuğa oturun ya da ayakta sırtınızı sağlam bir yere yaslayın. Birkaç saniye boyunca kendinizi bırakın; başınız hafifçe geride (gerginlik anlarında sıkça yaptığımız bir jest), gözleriniz kapalı ve rahatlamış bir vücut. Bu gevşeme pozisyonu, telefon görüşmenizi daha sakin bir tonda devam ettirmenizi ve öfkenizi etkisiz hale getirmenizi sağlar.
3. Suçluluk duygusunu aşın
Pişmanlıklarımızla boğuşmak, özünde yatan başarısızlık hissi nedeniyle özgüvenimizi de zedeler. Örneğin duyguları gözlemlemeyi, zihinbeden dengesini sağlamayı amaçlayan bedensel egzersizleri ele alalım. Bu tür egzersizler tüm vücudu harekete geçirerek içinde bulunduğumuz anın farkına varmamızı sağlar. Bir manzaraya karşı ya da bir pencerenin önünde durun, bakışlarınızı ufka sabitleyin. Bacaklarınızı hafifçe açın, dizleriniz bükülü ve kollarınız serbest olsun, nefes alarak ellerinizi kollarınız yüz hizasında kesişene dek yavaşça yükseltin. Ardından nefesinizi vererek kollarınızı başınızın üstünden bedeninizin her iki yanına düşecek şekilde bırakın. Bu dairesel hareketi hiç durmadan ve nefes alış verişinize odaklanarak beş kere tekrarlayın. Bu egzersiz kendinizi yeniden düzenlemenize ve suçluluk bulutlarının dağılmasına yardımcı olur.
4. Korkunuzu yenin
Korku duygusu genelde üstesinden gelemeyeceğimizi hissettiğimiz bir durumda ortaya çıkar; topluluk önünde konuşmak, iş görüşmesine gitmek gibi. Bu yüzden senaryoyu daha da negatif bir bakış açısından tekrar yazmaya eğilimli oluruz. Bu tür anlarda uygulayabileceğiniz bir tüyomuz var. Korkutucu durumdan hemen önce bilerek fiziksel gerginliğinizi artırın. Ağzınızı sıkıp, alnınızı ve kaşlarınızı çatarken derin bir nefes alın. Omuzlarınızı silkin, yumruklarınızı sıkın ve nefesinizi bir süre tutun. Ardından yavaşça nefesinizi verin. Yavaş yavaş bedeninizin her bölgesini gevşetin. Bu hareketleri birkaç kez tekrarlayın. Korkunun fiziksel belirtilerini bu şekilde gönüllü olarak abartıyor olmanız ardından sakinleşmeyi getirir. Bu sayede duygularınızın bir adım ötesinde olursunuz.