Yaz ayları rüzgar gibi geçti, dışarda bir depresif kış havası, gökyüzü karanlık, kara bulutlar fink atıyor, yağmur karaktersiz yağsam mı yağmasam mı durumunda, tam bir ahmak ıslatan modeli, en nefret ettiğim… yağacaksan adam gibi yağ di mi ama , şöyle gümbür gümbür, sonra da güneş açsın vs. ama yok, illa kanırtacak böyle. Zaten bünye tam sandaletten babete geçmeye alıştırırken kendini fikir olarak, sert bir geçişle direk botlara sokmak durumunda kalıcaz sanırım yazın sere serpe dolaşmaya alışmış zavallı ayaklarımızı. Gelsin hantal günler, kabanlar, şallar … İlkbahar ve sonbahar ne tatlıdır halbuki, alıştıra alıştıra gelir, yumuşak geçiş olur, trençkotlar olsun babetler olsun. İşte artık küresel ısınma mıdır, mevsimlerin kayması mıdır, nerde o eski bayramlar mıdır, böyle kala kala yaz ve kış kaldı elimizde. Ben yaza da doyamamıştım ya neyse, şöyle haftasonları Bodrum’a Çeşme’ye kaçmalısından…
Madem şehre dönüldü, o zaman azcık trend analizi ve gıybet yapalım. Biliyorsunuz sağda solda (yani NY, Londra, Milan falan) moda haftaları var bu ara. Gördüğüm kadarıyla kimi modacı romantik takılmış danteller uçuşmuş, kimi renklere abanmış, kimi de kel alaka looklar kombinler yapmış, siz bunlara bakın ama kendi stilinizi sentezleyin yoksa ortada şaklaban gibi dolanırsınız, demedi demeyin. Arada vintage ve etnik esintiler de görmedim değil, hatta uzay esinlenmeli alüminyum folyo tadında kıyafetler bile vardı, uzak durun derim.
Bu kadar moda yeter, şimdi de gıybet. Brangelina boşanması gündeme bomba gibi düştü ama bu kadar abartılacak ne var anlamadım, herkes günlerdir bunu konuşuyor, tüm dünya basınında ve sosyal medyada, içime fenalık bastı valla, ne var yani, herkes boşanıyor. Zavallı Jennifer Aniston’ın capsleri ortada kol geziyor, halbuki kadının belki de umrunda değil, başka bir ilişkisi var zaten ve Brad ile yolları ayıralı yüz yıl olmuş, bu boşanma ile gündeme gelmek istemiyor olamaz mı? Bir de zavallı Marion Cotillard tarafı var, güya Brad’le film çekerken beraber olmuşlar da o yüzden boşanma davası açmış Angelina, kadıncağız açıklama yapmak zorunda kaldı valla, oğlumun ve doğacak çocuğumuz babası hayatımın aşkıdır, yok böyle bişey diye, cık cık cık yakıştı mı şimdi Oscarlı kaldırım serçesine bu açıklamayı yaptırdınız…
Bir de güzel haber paylaşayım, bugün itibari ile Netflix tam anlamıyla ülkemize teşrif etmiştir, hayırlı uğurlu olsuuuunnn!! Ben şahsen çok mutluyum artık geniş geniş Orange is the New Black, Narcos falan takılıcam, bence hemen abone olun siz de. Üç adet abonelik opsiyonu var: temel paket, standart paket ve premium paket.
İşte böyle şekerler, ha yazın kokteylleri götürürken iyiydi tabi, hadi hepiniz spora başlayın ayrıca bakiim; pilates olsun, sahilde yürüme olsun, cross-fit olsun tutun bi yerinden, azcık kendinize gelin ya, hergün de içmeyin artık, detox kafası please, bünyeler dinlensin. Ofis ortamı kapalı falan elbet daralırsınız amma velakin haftada 2-3 happy hour yeter diye düşünüyorum, abartmayalım pls, mutlu Eylüller…