KADINLARIN ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞİ
“En Uzak Mesafe, İki kafa Arasındaki Mesafedir. Birbirini Anlamayan.”Diyerek ne güzel de anlatmıştır var olduğumuz yaşam gerçeğini büyük şair ve filozof Can Yücel.
Kadın ve erkek kutupluluğu, kendi içinde yarattığı ikilem ve karşıtlıklar yerini birbirinden ayrılmaz ve vazgeçilmez homojen bir bütünselliğe terk etse yaşadığımız toplumun birçok aksayan sorunlarına çözüm getirecektir. Rasyonel dünyanın ekonomi realitesinde kadının günden güne ağırlığını hissettirmesi ve iş dünyasında üretimden hizmet sektörüne dek her kulvar da başarı ve istikrarlı bir çizgide devam ettirecek olması erkek hegemonyasının yerini kadın kontrolüne terk edeceğinin işaretlerini bizlere göstermektedir.
Durum böyle olunca kadının varlığına tahammül edemeyen yahut küçümseyen azınlık bir kesiminde artık adımlarını atarken ayrı bir hassaslıkla hareket ettiklerini tanıklık etmekteyiz. Lakin bu denli olumlu gidişata rağmen halen kadının özel estetik narin özelliklere sahip bir varlık olduğu bilinci yanında onun üretken zeki ve cesur olduğu düşüncesini göz ardı etmemeliyiz çünkü siyaset, iş dünyası, toplum kanaat önderlerinin var olduğu sistemde kadınların çoğunluk oranı halen yetersiz sayıdadır.
Toplumda şiddet kargaşa ve kaosun önüne geçilmek isteniyorsa erkeğin hüküm sürdüğü karar mercilerinin yerini bilinçli sağ duyulu estetik zarif empati dolu modern bir anlayışa terk etmesi zaruri bir ihtiyaçtır. Ülkemiz de Atatürk ün kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınması sonrasında kadına gerçek özgün bir değer verilmediği yaşama geçirilmemiş birçok haktan mahrum bırakılmasından bellidir zaten bu ataerkil toplum eğer kadına gerçek saygıyı gösterip birçok alanda onları katılıma dahil etseydi yaşanan onca darbe ve terör vakalarını belki de şu an konuşmuyor olacaktık. Bir futurist gözüyle yani geleceğin az çok nasıl bir konumda bir perspektifle biçimleneceğini bendeniz tahayyül ederek iddia ediyorum ki, çok yakın bir zamanda dünya toplumlarının her safhasında kadın gücünü ve mantalitesini iliklerimize kadar hissedeceğiz şimdiden kendimizi bu gerçeğe alıştırmalıyız.
Ülkemizdeki zaten ender olan kadın girişimci liderlerine yazılı ve görsel basında söz hakkı verip kendilerini daha fazla dile getirme olanağı sağlamalıyız. Kadın liderlerinde üzerine düşen en büyük görev varlıklarını desteklerine ihtiyacı olan kadın topluluklarına bire bir hissettirmeleridir sadece panellerde söyleşilerde ahkam kesmekle bir sonuca varılmıyor, Kadın girişimci örgüt liderlerinin iş dünyasında kadınların rolünü arttıracak verimini ve üretkenliğini cazip kılacak projelerin hızla hayata geçmesine katkıda bulunması, finans ve pazar ortamının sağlanması, yan unsur olarak uluslararası network ağının bu amaca hizmet edinmek için gerekli özverili çabaları hedefe ulaşmak için ateşleyici ve itici bir güç kazandıracaktır. Burada en büyük fedakarlık ülkemizde ve uluslararası kadın girişimci örgütlerinin üst düzey yöneticilerinin elini taşın altına sokup daha fazla risk almaları başarıya giden yolda kendilerini daha fazla motive ederek mutlak sonuç elde etmeleridir.
Erkekler her ne kadar fiziksel anlamda olgunlaşsalar bile ergenlik evrelerindeki mızıkçı çocuk ruha sahiptirler ve zoru gördüklerinde oyunu terk etme, çabuk pes etme ve yılmak gibi zaaflara sahiptirler bu sadece iş hayatında değil özel ve aile hayatların da dahi kendisini gösterir. Kadınlar ise duygusal tepkilerini kontrol etme ve kriz yönetiminde daha başarılıdırlar, kadınların başarılarındaki en büyük sır budur zaten. Erkekleri gizliden kontrol edip ipleri elinde tutan kadın faktörü artık bundan sonra iş sanat kültür diplomasi ekonomi siyaset dünyasında bizzat kendisi söz sahibi olacaktır, ben bunu bir erkek olarak bilinçli ve inanarak iddia ediyorum.
İlk Dünya kuralını yıkmaya var mısın? ERKEK HEGEMONYASINI YIK O ZAMAN!
GÜNLÜK TAROT FALINIZ
