Ana SayfaYazarlarAğacımı Süslerken...

Ağacımı Süslerken…

Yılın o zamanı geldi yine. Herkes bir hazırlık içinde. Yeni bir yılı karşılama hazırlığı. Kimi bu yıl buldu aradığını, kimi hala arıyor. Ama her iki durumda da, ne kadar çok sorumluluk var gelecek yılın omuzlarında.  Hatta listeler yapılıyor. Bir dolu dileğimiz, beklentimiz var hepimizin.

 

Astrologlar başladılar 2011’de bizi nelerin beklediğini yazmaya. Biz de merakla okuyoruz. Ümitle bekliyoruz. Kimi işleri yoluna girsin istiyor, kimi yeni bir ev, kimi bir bebek, kimi artık hayattaki eşini  bulabilmek. Acaba bulur muyuz o yazılarda aradığımızı.

 

Sokaklar, mağazalar, alışveriş merkezleri süslendi. Noel şarkıları çalıyor her yerde. Herkes sevdiklerine hediyeler alıyor. Eski yılı yeni bir kazak, belki bir cüzdan, belki de yeni şık bir vazoyla uğurluyoruz.  Yeni yılda böyle içimizi ısıtan, yepyeni sürprizler olsun niyetiyle açıyoruz hediye paketlerimizi.

 

Ben de her sene bu zamanlar ağaç kuranlardanım. Evlendikten sonra İstanbul’daki evimiz için ağaç almamıştım. Geçen sene Alaçatı’da kutladığımız yeni yıl için bir dost hediye etmişti küçücük bir çam ağacı. Pencerenin içine yerleştirmiş, ona uygun minicik süsler almıştık Emine Yengem’le. Ne kadar mutlu etmişti beni. Ama bu sene tavana kadar, kocaman bir ağaç aldım İstanbul’a. Sonra da bir dolu süs. Bütün gece uğraştım ağacı kurmak ve süslemekle. Tabi burada Ayşe’ye katkılarından dolayı teşekkür etmeden geçemeyeceğim. Ne de olsa ışığı koca ağaca dolamama o yardım etti! Ağacın hikmetinden midir bilmem, uzun zamandır geçirmediğimiz kadar güzel bir gece geçirdik baş başa iki kız kardeş.

 

Ağaç süslemek terapi gibidir biraz. Her sene düzenli olarak yapıldığından sanırım, her ağaç süsleyişimdeki ruh hallerimi çok net hatırlarım. Hayatımın o dönemlerinde neler yaşıyordum, neler hissediyordum, ne kadar ilerledim şu hayatta, nasıl bazı konularda yerimde saydım. Onca ışıl ışıl, taşlı pullu süsün içinde yaşanan tuhaf bir hüzün de vardır. Bağımlılık yaratır insanda.

 

Bu sene de öyle oldu. Yeni ağacımı süslerken daldım gittim eski günlere. Yılbaşı ağacıyla ilgili ilk anım geldi aklıma. Kendimi ne kadar zorlarsam zorlayayım daha eskisini hatırlamıyorum. Çok küçüktük. Uyku saatimiz gelmişti. Annemle babam bizi yatırdılar. Sonra uykumuzun arasında sesler duyduk Ayşe’yle. Kalksak kızacaklardı biliyorduk  ama o kadar merak ettik ki dayanamayıp salona gittik. Bir de baktık, kocaman bir ağacı süslüyorlar. Meğer geceden hazırlayıp, sabah bize sürpriz yapmak istemişler. Sanırım beni en mutlu eden ağaç o ağaçtı.

 

Düşünmeye devam ettim. Kendi ağacımı kurmaya ne zaman başladığımı tam olarak hatırlayamadım. Ama her seferinde yalnızdım, onu çok iyi hatırlıyorum. Bir yandan sıcak çikolata içer, bir yandan zamana aldırmadan uzun uzun süslerdim ağacımı. Sonra altına hediyeler koymaya başlardı evdekiler. Merak ederdim bana ne aldıklarını. Tabi benim onlara aldıklarımı beğenip beğenmeyeceklerini de. Hediye vermek ne güzeldir sevdiklerimize.

 

Bir önceki sene, dizimden ameliyat olmuştum mesela. Yalnız yaşıyordum. Doğru dürüst yürüyemediğimden dışarı çıkıp ağaç almam da mümkün değildi. Kapı çaldı. Bir açtım ki, Kerem bana çok güzel bir ağaç ve bir sürü de süs göndermiş. Ne güzel bir sürprizdi! Bu ağaç da beni en çok mutlu eden ağaçlar sıralamasında ikinci!

 

Ne kadar çabuk geçiyor zaman! Küçüktüm, büyüdüm, o zaman yanımda bir arkadaşım vardı, şimdi nerede bilmiyorum, dizim ağrıyordu, yürüyemiyordum, tüm ailem birlikteydi, kardeşim yoktu, babam da gitti, ben de gittim, terkedilmiştim, kalabalıklar içindeydim, sevgilim elimi tutuyordu, evliydim, kararsızdım, çok kararlıydım, hayat umrumda değildi, her şeyi çok ciddiye alıyordum… Bunların hepsi bendim. Süslediğim ağaçları hatırlarken, kendimi ve yaşamımı tekrar sevdim… Şu meleği de orta dala astım. Sonra gözlerimi kapatıp ben de bir dilek tuttum. 

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI