Ana SayfaYazarlarETKİLİ DİYET PROGRAMLARININ 7 PRENSİBİ

ETKİLİ DİYET PROGRAMLARININ 7 PRENSİBİ

Beslenme bilimi dünyasına bir bakalım. Kafa karıştırıcı değil mi?
Birbiriyle çelişen fikirler ve tavsiyeler her yerdeler ve pek çoğumuz da ortada sıkışmış halde etrafımızda olan bitenleri, konuşulanları anlamaya çalışıyoruz.
Eminim siz de merak ediyorsunuzdur, beslenme hakkında konuşan bu kadar insandan her biri gerçekten ne konuştuğunu biliyor mu? Veya beslenme uzmanları beslenmeyle ilgili herhangi ortak bir sonuca vardılar mı? Ve belki de artık o kadar kafanız karıştı ki, abdominallerinizdeki inatçı yağları ortadan kaldırmak, istediğiniz fiziksel sağlığa ve görünüme kavuşmak için “Beslenme ve Diyetetik” bölümlerinde eğitim almayı düşünüyor halde bulabilirsiniz kendinizi.
Peki nedir durum? Neden bu kadar çelişki ve kafa karışıklığı var? Neden bir uzman yüksek protein içeriğinin herkes için en iyisi olduğunu savunurken, bir diğeri yüksek karbonhidratın, bir diğeri ise yüksek yağ oranlı diyetin çözüm olduğunu savunuyor? Bunun haricinde, bir de yüksek karbonhidrat, yüksek protein, yüksek yağ içerikli diyet çeşitlerinin tam olarak ne anlama geldiğini biliyor muyuz? Ve neden bir takım uzmanlar besin seçimlerinin kişinin metabolik yapısına, kan grubuna veya atalarının nasıl beslendiğine göre değiştiğini söylüyorlar. Kimi Neandertaller gibi beslenmemizi, kimi Vizigotlar gibi, kimi Vikingler gibi beslenmemizi tavsiye ediyor. Ama bir yandan da beslenme Valhalla’sında arama yapıp doğruyu bulmaya çalışırken pek çok kurban da kayboluyor ve bu arayış sonucunda daha çok Modern Amerikalı gibi yemeye devam ediyor- ve Samurai gibi olmayı hayal ederken, daha çok Sumo olma yolunda ilerliyor.

Son zamanlarda uzman görüşleri arasında kakofoni var.
Yüzeysel olarak bakıldığında, bugünün beslenme teknolojisinin ileri düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. Daha önceden olmadığı kadar beslenme bilgisine, beslenme araştırmalarına harcanan ve ayrılan daha fazla bütçeye sahibiz. Tabi ki bunu söylerken Türkiye genelinden değil, dünya genelindeki durumdan bahsettiğimi bilmenizi isterim. Her gün, bu alanla ilgili etkileyici gelişmeler meydana geliyor. Bir taraftan da bir yığın beslenme uzmanı veya uzman olmayanı şöhrete ulaşıyor. Ama hala ve hala, obezitenin artan değerlerine, beslenmeyle ilgili hastalıkların (diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, X sendromu) görülme oranlarındaki artışa tanıklık ediyoruz.
Bu problemin bir parçası, eldeki bilgilerin bir kısmının buna ihtiyacı olan insanlara henüz ulaşmamış olması, bir parçası da bilgilerin bireylere ulaşımı sağlanıyor olsa da, kişilerin bu bilgileri kullanamıyor olmasıdır. Ve kesinlikle diyebiliriz ki, dünya genelindeki bu problemin bir değil birden çok sebebi vardır-benim burada listeleyemeyeceğim kadar.

Ne kadar bilgiye ihtiyacımız var?
İşin ilginç tarafı, bireylerin beslenme ile ilgili olan problemlerini her gün daha fazla bilgiye ulaşmaya çalışarak çözmeyi denemeleridir. Neredeyse yapılabilecek her şeyi bilip daha fazlasını aramak… Benim bu zamana kadar ikna olduğum tek bir şey var ise o da kişileri beslenme ile ilgili hedeflerinden uzaklaştıran iyi ve kaliteli beslenme ile ilgili bilgi eksikliği değildir. Kabul etmemiz gereken tam tersine bilgi azlığı değil, çok fazla kaynağı belli olmayan bilgi fazlalığı olduğudur.
Bizlerin iyi sağlığa ve optimal vücut kompozisyonuna ulaşmamız için gerekli olan esas prensipler zaten yıllardır biliniyor. Ne yazık ki, konusunda uzman olan kişiler kendilerini sürekli tavsiye ettikleri ve çözüm getirdiğine inandıkları diyet veya yeme planlarındaki küçük farklılıkları (ki bu farklar genellikle önemsiz ayrıntılardır) vurgulamak zorunda hissediyorlar, neden? Çünkü bilgi arayan kişiler aslında hala bir mucize veya daha farklı bir yöntem arayışındalar ve uzmanların da para kazanabilmek için bu kitleyi kendilerine çekmeye ihtiyaçları var.
Şimdi, bu konuyla ilgili açık olmakta fayda var. Beslenme uzmanlarını, gelecekteki meslektaşlarımı suçlamak veya eleştirmek yanlış. Evet, bazı diyet programları kesinlikle çöp. Zaten böyle olanlarını ayırdetmek artık daha kolay. Ama, çöp diye nitelendirdiklerimizden başka bir de ne konuştuğunu bilen, söylemlerini bilimsel kaynaklara dayandırabilen, sonuç alabilen ve yaptıklarına kalpten inananlar var. Bunlar arasındaki fark ise pratikten çok teoriktir ve temelde aynı prensipler üzerine kuruludurlar.
Hepsi iyi…
Günümüzde yaygınlaşan beslenme programlarının pek çoğu işe yarar. Ancak ne kadar işe yarar, ne kadar süre kalıcı olur, bu değişiklik gösterir. Tereddüt etmediğiniz, farklı beslenme programlarını birbirine karıştırmadığınız ve temel beslenme prensiplerini uyguladığınızda hepsiyle sonuç alabilirsiniz. Aslında bu kadar kolay, ama bir yandan da zor (sizin de görebileceğiniz gibi, sonuçlar fizyolojiye bağlı olduğu kadar biyokimyaya da bağlıdır).
Siz de dünyadaki çoğunluk grubundaysanız, kendiniz için hangisinin doğru olduğuna karar vermeden en çok tartışılan ve popülerleşen diyet programlarını çoktan araştırmış, belki uygulamış ve kafanız daha da çok karışmıştır ve evet öngörülebileceği gibi eski, etkisiz ve aslında değiştirmek istediğiniz beslenme alışkanlıklarına geri dönmüşsünüzdür.
Başarılı olmuş veya olmamış tüm beslenme planlarının benzerliklerini ayıklamak yerine pozitif, uzun-süreçte etkili değişiklik yaratan genel prensiplerin ne olduğundan bahsedeceğim.
Birkaç popüler diyet üzerinden konuşacak olursak: Atkins diyet programı Atkins takımının direkt kontrolü altında olan hastaları için iyi sonuç veriyor- tabi ki hastalar programı takip ettikleri süreç boyunca. Zone diyet programı Sears takımı gözetimindeki hastaları için başarılı oluyor- tabi ki programı takip ettikleri süreç boyunca.  Pritkin diyet programı, Pritkin takımı kontrolündeki hastalar için iyi sonuçlar veriyor- tabi ki hastalar programı takip ettikleri süreç boyunca.
Buna rağmen, bu 3 diyetin hiçbiri birbiriyle aynı değildir. O halde nasıl her birinden de hem sağlık açısından hem de vücut kompozisyonuyla ilgili olumlu sonuçlar alınabiliyor? Ya her takım sihirli değnek değmişçesine kendi diyet sistemlerine uygun ve belirli hastaları seçiyor (ki bundan şüpheliyim) ya da her diyet sistemi temelde aynı prensipleri takip ederek protein, karbonhidrat, yağ oranlarından daha önemli ve kritik olan kuralları uyguluyor.

Etkili Beslenme Programlarının 7 Alışkanlığı:
İşte benim gözlemlerim sonucunda tespit etmiş olduğum her tip diyetin temelini oluşturan 7 beslenme alışkanlığı:
Bahsedeceklerim, en yeni teknikler veya en son çıkan en popüler fikirler değildir. Tam tersine aslında çok kolay olan, zaten bildiğimiz uygulamalardır.
 

  1. Gün içinde düzenli aralıklarla yemek yiyin.
     
  2. Her öğününüzde kaliteli protein (esansiyel aminoasitleri içeren) tüketin.
     
  3. Her öğününüzde sebze tüketmeye özen gösterin.
     
  4. Karbonhidrat ihtiyacınızı sebze ve meyvelerden karşıladığınıza emin olun.
     
  5. Günlük enerji ihtiyacınızın %25-35’lik oranını yağlardan karşıladığınıza emin olun. Yağ tüketiminizi doymuş( ör: hayvansal yağlar), tekli-doymamış(ör: zeytinyağı) ve çoklu-doymamış yağlar(ör: keten yağı, somon yağı) arasında paylaştırmaya özen gösterin. Tek tip yağ kaynağı olmamasına dikkat edin.
     
  6. Kalori içermeyen içecekler tüketin, en iyi tercihlerin su ve yeşil çaydan yana olduğunu söyleyebiliriz.
     
  7. İşlenmemiş gıdaları tüketmeye özen gösterin.
Peki, kalori hesaplarına ne oldu veya makrobesinlerin oranlarına ya da bunlar dışındaki herhangi sayısal değere? Kısaca cevap verecek olursam, yukarıda değinmiş olduğum 7 prensip üzerinde çalışırsanız, çalışmak derken hayatınızın %90’ınında (ör: haftalık 42 öğünün 4’ünden fazlasında bu prensipleri bozmamak ) bu prensiplere uygun yaşamaktan bahsediyorum, diğer oranlar ve sayılarla ilgili hesaplamaların pek de önemi kalmayacaktır.
Buna ek olarak, her kişi istediği sağlık ve vücut kompozisyonuna bu 7 kuralı uygulayarak tek başına ulaşabilir. Şaka değil!!!

Tabi ki, eğer özel ihtiyaçlarınız var ise ve siz %90’lık eşik değerini sağladıysanız, bu 7 prensip dışında kişiye özel bireysel ihtiyaçlarınıza cevap verecek değişiklikler yapılabilir. Bireysel beslenme programına hazır olduğunuzu düşünüyorsanız; öncelikle bu 7 alışkanlığı kazanmış olduğunuza emin olun. Bu temel oturmadan sizin için tamamen uygun ve özel bir diyet programı hazırlanmış olsa da başarılı olma olasılığınız ne yazık ki çok düşüktür.

İ. Melis Durası Kumcu

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI