Ana SayfaYazarlarYine mi Merkür

Yine mi Merkür

Hayatın tanımını hiç düşündünüz mü?

Ardı ardına sıralanan olaylar bütünü demek  herhalde en duygusuzca yapılabilecek  tanım olacaktır. Birbirinin ardısıra gelen ve bir su gibi akıp giden…

Yapılacaklar, edilecekler, yetişecekler, alınacaklar, verilecekler, ödenecekler, satılacaklar kendi devinimlerinin karnavalı içinde karışık, karmaşık..

Her gün sabah sıcak yataklarınızda gözlerinizi açıp zihninizde günün ön hazırlığını yaparken koskoca gün ve  kocaman bir yapılacaklar listesi  sizi çağırıyor..

Hepimizin ağzında da:

“24 saat bana yetmiyor, kendime zaman ayıramıyorum, sadece yapmam gerekenleri yapmak bile tüm zamanımı alıyor.”

Bahane, bahane, bahane..

Benim kısır bahane üretim kapasitemden ötürü bu dediklerim çok basit kalıyor farkındayım. Bunların çok daha komplike olanlarını ürettiğinizi biliyorum..

“Merkür geri gidiyor, yeni bir işe başlamamalı”

“Başım ağrırken konsantre olamam”

“Üzümün sapı, armudun çöpü..”

Yapılabilecek, yaratabilecek, öğrenilecek o kadar şey varken bizler olanı oldurmamak üzere sabotajlar yapıp , sonunda da yetişemediğimiz lokomotifin ardından bakakalıyoruz.

Farkında mısınız, şikayet etmekten yapmaya zaman bulamıyoruz. Benim kendi yaşamımda bunu farkettiğimden beri tüm yaşam sürecimin farkılaştığını itiraf etmeliyim.

Geçen gün aşağıdakine benzer bir twiti gördüğümde önce çok güldüm ama ardından bu alışkanlığın hepimizin içine işlediğini hissettim ve içim ürperdi.

“Bu yazıyı yetiştirmem için tam üç ay verildi. Demek ki 89 gün dinlenebilirim.”

Evet çok kötü bir hastalığımız var: Öteleme hastalığı

Kararlarımızı, söyleyeceklerimizi, yapacaklarımızı, bırakacaklarımızı öteliyoruz.

Sağlığımız için diyet yapmamız lazım, salı günü karar versek bile önümüzdeki pazartesi başlayacağım diyoruz. Kalan altı günün adı bile okunmuyor.

Spora başlayacağız diyoruz. Şık şıkırdım spor kıyafetler alıp şehrin en lüks spor salonlarına binlerce liraya üye oluyoruz ve yine hiç gelmeyen pazartesiler…

Her yılın başında kararlar alıyoruz ve uygulanmayan kararlar listesine bir sayfa daha ekliyoruz..

Sonra da başaramadıklarımızı görüp kendimize acıyarak yüzü gülmezleri oynuyoruz.

Biliyor musunuz, yapmaya karar verip ardından nasıl yapacağım,nasıl yetiştireceğim, olur mu, yapabilir miyim, ya beğenmezlerse, ya güzel olmazsa, şimdi nasıl başlayacağım ile geçen süre yapma süresinin en az on katı.

Yapmak istiyorum ama ile başlayan her cümle sizi kararınızdan uzaklaştıran bir caydırıcı içermektedir, aklınızda olsun.

Ama’yı bırakın, sadece yapın.

Zamanı geçmeden, olmasının keyifli olduğu anda, kendinize olan saygınızı zedelemeden…

İnanın bana öteleyerek hayatınıza sokamadığınız herşeyi yapabilecek güce ve iradeye sahipsiniz.. Sızlanmanın yeri değil artık.

Herşeyin başı, karar vermek ve bu kararlılığı sürdürebilmek.

Sadece birşeyler yapmayı değil aynı zamanda birşeyleri söylemeyi de öteliyoruz.

En son ne zaman içinizde sevgi hissettiklerinize bu duygunuzu söylediniz bir düşünün. 

Bugün ötelediğiniz bir şey için yarın gerçekten çok geç kalmış olabilirsiniz.

Her an, içindeki potansiyelleriyle önünüzde duruyorken, önünüzdeki zamanı öteleyerek değil gerçekleştirerek değerlendirin.

Sevgiyle kalın

 

 

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI