ADI: AYLİN

              Ayşe Kulin’in neredeyse tüm kitaplarını okudum… Yani öyle sanıyordum. İlk romanlarından biri olan “Adı: Aylin”i de hep okudum sanıyor elime almıyordum. Ta ki ‘hatırlamak için bir iki sayfasına bakayım’ diyene kadar. Meğer bu muhteşem kadınla hiç tanışmamışım. Daha ilk sayfasından bir girdim işin içine çıkabilene aşk olsun. Bazen sonunda ne olduğunu bilmek insanı daha da meraklandırıyor. Çünkü oralara nasıl geldiğini, başından neler geçtiğini bir çırpıda öğrenmek istiyorsun.

Sonuçta karşımızda yaşanmış bitmiş bir hayat var var. Ama ne hayat… Evlilikler, boşanmalar, lüks içinde yaşamalar, yaşlı dostlar, dünyanın onlarca şehrinde oradan oraya gezmeler. Bazen böyle hayatları okudukça ‘neden ben bir adım bile ileriye gidemiyorum’ diye düşünmeden edemiyorum. İstanbul’da başlayan hayatını Paris, Londra ve oradan Amerika’da devam ettiren Aylin, annesini kaybettiğinde yaşadığı boşlukla gidip kendinden büyük Libya prensiyle evleniyor. Hem de sadece bir kez bakıştıktan sonra böyle bir karar alıyor. Sonrasında yaşadığı tutsak prenses hayatına bir süre dayanabiliyor ve ardından kaçışlar, başka aşklar, evlilikler geliyor.

Hem hayranlıkla hem de üzüntüyle okuyorum bu muhteşem kadının hayatını. Çünkü bir yandan şaşaalı bir hayat yaşarken bir yandan inanılmaz bir yalnızlık içinde kıvranıyor. Diyeceğim o ki eğer siz de hala okumadıysanız bir göz atın. Zaten sonrasında nasıl olduğunu bile anlamadan o hayatın içinde bulacaksınız kendinizi.  

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI