Ana SayfaYazarlarMerhamet Projesi

Merhamet Projesi

Hayvanlara yardım etmek için yola çıktım ama sonunda galiba insana yardım edecek bir fikir buldum. Bu konuda sizin de görüş ve önerilerinizi sormak isterim.

Her şey, petshop’un penceresinde duran küçücük yavruyu sevimli bulan birilerinin 10-18 yıl arası o hayvana bağlanıp bağlanamayacağını hiç düşünmeden, kredi kartını kasaya uzatmasıyla başlıyor. Ve hayvan satın alma da herhangi bir alışveriş gibi hızla sonuçlanıyor.

 “Çocuklar istiyor diye” petshop’lardan satın alınıp, sokaklara atılmış, sokak yaşamına alışık ve elverişli olmayan hayvanların mutsuz ve perişan hallerini görmeye artık dayanamıyorum. Facebook’ta her yarım saatte bir yeni bir ilan açılıyor: “Terk edildi! 1 yaşında! Çok acil yuva lazım!”, “Aile taşınırken onu geride bırakmış, 7 aylık, aylardır atıldığı evin kapısında bekliyor”, “1 yaşında kısırlaştırılmış Golden, sokağa atılmış yatakta uyumaya alışmış artık banklarda uyuyor!”

Bu kadar 1 yaş civarı hayvan ilanı ne demektir? İnsanlar petshoplardaki yavruları alıp bebek köpekler çocuk olunca sokağa atıyor demektir.

Sıcak ev ortamına alışmış, onu sokağa atacak insanlara büyük bir sevgiyle bağlanmış, ama artık gözlerinden üzüntü akan zavallı hayvanlar, kafeslere doluşmuş istif halinde barınaklarda yeni sahip bekliyor, ormanlarda yaşam savaşı veriyor, sokaklarda büyük köpeklerden dayak, “insanlardan” tekme yiyor, dişiler hamile kalıyor, yeni “acılar” doğuruyor.

İşin en acaip kısmı da, bu hayvanları sokağa bırakırken kendini bir şekilde ikna eden insanların gayet normal aileler olması. Vahşi değil, cani değil. Normal aile. Sağduyusuz, tembel vicdanlı, cahilce davranan ama çoğu zaman cahil olmayan bildiğiniz normal aile… “Evimiz müsait değil”, “taşındık”, “apartmanda komşular istemiyor”, “evde hasta var”, “tüylerine alerjim var”, “havlıyor”, “bebeğimiz oldu” gibi tamamen eğitimle, bakımla, sabırla köpek sahibinin sorumluluğunda çözülebilecek sudan bahanelerle atıveriyorlar canları sokağa. Yaptığı şey aklına geldikçe yüzünü buruşturup “çok üzülüyoruz biz de” diyor ama üzülse ne olur, üzülmese ne olur. O hayvanların çok çok azı ikinci aileleriyle mutluluğu bulabiliyor, çoğu barınaklarda ve sokaklarda çok kötü şartlar altında acı içinde ölüp gidiyor. Kediler de soğuk hava şartlarına bir bilemediğiniz iki kış güç bela dayanıyor sonra ölüyorlar…

Çözüm? Geçici çözümler var tabii, barınaklara yemek ve ilaç yardımı yapılabilir, Facebook’tan ilanları paylaşıp aile bulmasına destek verilebilir… Peki, bu işin sonu nasıl gelir?

ÇÖZÜM: Merhamet Projesi

Yine onlarca Facebook ilanının arasında, üzüntüden kalbime bir taş oturmuş şekilde bu iş nasıl çözülür diye düşünürken aklıma bir fikir geldi.

Bunu yapanların ortak noktası nedir? Merhamet ve sağduyu yetmezliği.

O zaman demek ki bunların ikmalinin yapılması gerekiyor. Çözüm; çocukları erken yaştan itibaren dünyaya, çevrelerine, insanlara ve diğer canlılara karşı sağduyu içinde yetiştirmek. Onları “zorla” iyiliğe yöneltmek. Ve bunu yarım yamalak değil, tam ve doğru şekilde yapmak.

Nasıl? SAĞDUYU VE MERHAMET`i mecburi ders olarak okul müfredatına sokmak… Pedagoglar, çevre mühendisleri, hayvan hakları dernekleri ve çeşitli bilirkişilerden oluşan büyük bir ekibin hazırlayacağı aynı kitap serisi Türkiye’deki tüm okullarda okutulacak. Çocuklara içinde yaşadıkları dünyaya ve yaşayanlarına saygı göstermeleri gerektiği, psikolojilerini etkilemeden, doğru zamanda, doğru şekilde, kontrol altında öğretilecek. Bu derste hayvanlara saygı ve sevginin yanı sıra, her bireyin karbon ayak izinin dünyaya etkisi nedir, düşkünlere nasıl yardım edilir, bir problem için kimden ve nasıl yardım istenir, yaptıkları hareketler başkalarını nasıl etkiler net örneklerle öğrenecekler.

Özellikle batıdaki okullarda seri intiharlara kadar varan “bullying” yani okulda çocukların birbirine kötü davranıp eziyet etmesinin de çözümü olur bu. “Çocuklar bazen çok acımasız olabilir” denir ya, bunun sebebi çocuğun tecrübesizliği, yaptığı hareketlerin kendisini ve başka canlıları nasıl etkilediğini tam olarak anlayamaması, ailesinde şahit olduğu şiddeti ve kabalığı başkasına uygulaması değil midir? SAĞDUYU VE MERHAMET dersi ile hareketlerinin sonuçlarını örneklerle görerek, ailelerinden bağımsız olarak öğrenen çocuklar sorunlarına doğru çözümler arayan, bilinçli insanlar olarak yetişir. 

Bizim çocukluğumuzda her genç kızın elinde bir İpek Ongun kitabı olurdu, nezaket ve iyilik öğreten, büyüklerimize kalkıp yer vermemiz gerektiği okullarda öğretilirdi. Şu anda bir gariplik var çünkü toplu taşımalara yaşlı biri bindiğinde gençler artık kafalarını öne eğip uyuyormuş gibi yapıyor. SAĞDUYU VE MERHAMET için zil çalmasının vakti gelmiş de geçiyor.

Okula giden her çocuğun ful çalışan bir sağduyu ile dünyaya katıldığını düşünsenize!

Bu fikir beni çok heyecanlandırıyor ve bu konuda eğitimcilerin ve pedagogların fikirlerini almaya başladım. Şimdilik tepkiler çok olumlu. Fakat bu fikrin önce devlete, sonra da okullara ulaşması için daha çok uğraşmak gerekecek. Size bu konudaki fikrinizi sormak istiyorum. Bu sizce ne kadar gerçekleştirilebilir bir fikir? Olamaması için bir sebep geliyor mu aklınıza? Bana nasıl yardım edebilirsiniz? Konuyla ilgili bana yazarsanız çok sevinirim. Email adresim dunaldi@mdg.com.tr. Twitter’ım www.twitter.com/denizunaldi. İsterseniz buraya yorum da bırakabilirsiniz. Görüşlerinizi bekliyorum!

 

 

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI