Ana SayfaYazarlarYa Benim Yokluğumda...

Ya Benim Yokluğumda…

Zar zor geçen bir haftanın son demlerinde Cuma bitmiş, Cumartesi olmuş, ben 02:35 gibi gözlerimi açtım. Bu kadar anlamsız bir saatte uyanmamın nedeni 20:30 civarında uyumuş olmam. Yatıp, kalkarım, haftasonuna dinamik bir başlangıç yaparım planı yerini uyuyan bir eşe ve rüyasında ahenkle koştuğunu sayıklayan bir köpeğe bırakmış…

Öyle garip saatlerde cin gibi uyanırsınız ya, televizyon sizi bir türlü anlamaz, saçma şeyler gösterir. İçim akşamı kaçırmaktan dolayı biraz buruk, Ipad’i elime aldım. İstikamet Facebook. Küçük bir şok! Cumartesi akşamı olduğuna her nasılsa kendimi inandırdığım, çok sevdiğim Müjde’nin düğününü kaçırmışım. Bu çok kolay değil, büyük başarı! “Epic Fail” dedikleri cinsten. Ben akşama ne giyeceğimin planını yapayım, en ince detaya kadar kafamda ölçüp biçeyim ama hayatımın her anını kapsayan saçma tempoda birtek davetiyeye bakmayı atlayayım.
Üstelik aynı gün bir açılışa bir saat erken gidip, sergiyi yarı asılmışken gezeyim, Allah’ın her çalışan kulu gibi merakla beklediğim haftasonunun en fıstık gününü uyuyarak geçireyim!
Şimdi size buradan beynim bana bir mesaj veriyordu, o da “artık yavaşlamalısın Çağla! Yavaşlamalısın ve arada durup çiçekleri koklamalı, gün batımına bakmalı, şelaleyi dinlemelisin” gibi geyiklere girecek değilim. Asıl olan uzun zamandır keşfedilmiş olan ama benim yeni yeni aydığım: O biiir contemporary rahatsızlık, o bir fobi, o bir- ki-üç: FOMO (fear of missing out)
Söylenişi çok şeker FOMO. LOMO gibi. Anlamı ise bana göre şu:
Ben diyelim ki şu an çok yoruluyorum ve annemleri çok özlemişim. Annem çok domestik bir insan olmamasına rağmen o gün bana süper bir sofra hazırlamış, yanında harika şaraplar güzelce soğutulmuş, babam müzik koleksiyonunu açmış, ablam (ablamı çok bilemedim şimdi. O ve Ufuk varlıkları ile yetiyorlar diyelim), kısacası çok hoş bir aile yemeği var önümüzde. O anlık mutluluk ve huzurun arkasından bir an Smartphone ile göz göze geliyorum. Offff ne postlar, ne instagram fotoları, ne like’lar, ne yorumlar! Sanki herkes dışarıda çok eğleniyor. Ben tüm bu partiyi kaçırıyorum. Sanki bir daha yanlarına gittiğimde hep bu günü ve kaçırdıklarımı anacaklar ve “Bir daha da görmedim öyle yazı” şeklinde şarkı söyleyecekler.
Bunu en sevdiğim, dünyaca ünlü Man Repeller blogunun sahibi Leandra da yazmış. (bu arada first name basis’e dikkat) FOMO’dan o da muzdaripmiş. Bir de bunun bir yan kolu var Lea(!!)ya göre. Fear of Missing Documentation: FOMD. Bunun da anlamı yaşadığın anı sosyal medyada paylaşmak adına fotoğrafla, tweet’le vs. ölümsüzleştirememe korkusu… Mesela herkesin girmek için ölüp bittiği bir defilede sadece en iyi podyum karesini çekmeye odaklanmak ya da defileden check in yapmak gibi. Sanki o anı yaşadığını sosyal medya üzerinden “belgelemezsen” aslında yaşamamış gibisin. Facebook üzerinde kendimizin en ideal versiyonunu göstermeye çalışıyoruz. En havalı davetlere katılım gösteriyoruz, “en çok eğlenen biziz” fotoğrafı çekiyoruz. Tabii kimse gerçek yüzümüzü görmüyor artık. Ohhh herkes bir vur patlasın, çal oynasın… Ben de öyleyim farklı değilim ama 90’larda cool bir “sorunlu gençlik” havamız vardı. Çok dertliydik ve dünya bizi anlamıyordu. Çok içliydik ve dünyanın tüm dertleri bir Kurt Cobain’in omuzlarında bir de bizimkindeydi. Şimdi herkes fotoğraflarda ışıldıyor (instagramın da yardımı ile poster kıvamında), çok ama çok eğleniyor ve bunu hepimizle bol bol paylaşıyor.
Bir de başka bir harika keşif var. Bunun da adını Kanadalı bir rap duayeni olan Drake dünyaya hediye etmiş. Hiç bilmediğiniz birşey, adeta duyunca yenileniyorsunuz ve kendinize geliyorsunuz. YOLO: You only live once!
İşte bu uzun uzun seni seviyorum bile demeye zamanımız olmayan RT’ler, TT’ler, FAV’lar dünyasında FOMO ve YOLO iç içe geçiyor. Biri hayatı kaçırma korkunuzu tetikliyor, diğeri de hayatın değerini bilmediğinize dair suçlayıcı bakışlar atıyor. Sonra da siz hayat denen yüklü birikmişinizi nasıl değerlendireyim, en iyi fırsatı, teklifi kaçırmayayım derken, bir anda kendinizi çok sevdiğiniz bir arkadaşınızın geçmiş düğün resimlerine bakarken buluyorsunuz hem de hiç tanımadığınız birinin facebook hesabından…  Müjde Kotil’e (küçük bir özür niteliğinde…)
Sevgilerimle,
Çağla Bingöl

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI