Ana SayfaYazarlarKARIŞIK NOTLAR:1

KARIŞIK NOTLAR:1

 Karışık bir dönemi yavaş yavaş geride bırakarak, sakin bir günde sessiz ofisimde elimde bir fincan kahve ile bu satırları yazmak için masa başına geçmek ne güzel bir duyguymuş!

En son FOMO duygumdan bahsetmişim. Bu kadar aradan sonra farklı bir konu yazıp samimiyetsiz bir duruş sergilemektense çok sevmesem de kendimden konuşmayı içimden gelenleri seslendirmeyi tercih ederim.

Bunu demekle beraber masanın başına oturduğumdan beri okuduğum birçok farklı köşe yazısı, blog, haber hatta kendi yazım beni defterime birçok garip not düşmeye itti.

notlar.jpg

*Instagram nedeniyle “#”in hayatımıza girişi!

Instagram kullanmayan bir insanım ve bu konuda çevremden çok da tepki alıyorum. Herkes “aslında tam senin yerin!” “sen nasıl olmazsın?” “sırf işin için bile olsa kullanmalısın” tınılı konuşmaları ile içimde güller açtırıyor. Ama gelecek ay başlayacağım özel bir proje haricinde hala kişisel bir instagram kullanıcısı olmaya ikna olmuş değilim.

Her neyse… Zaten konu bu değil. Konu artık her fotoğrafımızın binlerce hashtag yani bir anlamda etiket yani bir anlamda mana içerme durumu. Bir yere gittiğimiz anda itibaren sanki bu diyez işaretleri için yaşıyoruz. Yani bir mekana adım attığımız anda burası bir ahır olsun, bir kafe ya da bir arkadaşın ofisi mekanı incelerken gözümüzde diyezler beliriyor. O yamuk pötükare’nin telefonun en kullanılmaz tuşu olması eskidenmiş güzelim. Şimdi tek tuşu # olan bir alet çıksa yetecek.

*Yeni nesil medya:

Bir iletişimci olarak ya da bir “Piyarcı” konunun en yakın şahitlerinden biriyim. Gazeteler, dergiler ve tv ezelden beri afedersiniz benim “ekmek kapı”mdı. Sonra sonra hayatımıza internet medyası girdi ve en son da Sosyal Medya.

Ben de hali hazırda yeni bir iletişim ajansı kurmuş bir insan olarak artık gerçekten bazı konvensiyonel medya organlarının geride kaldığını itiraf etmek isterim. Yani beraber çalıştığım bir marka hala gazete haberi diye tutturadursun aslında internet medyasında yer alan bir haber hem çok daha uzun ömürlü hem de çooook daha geniş kitlelere uzanıyor.

Yer almak için çıldırdığımız Cumartesi ekleri çoğu zaman akşam üstü olmadan huni formunda ayıklanmış bamyaların kefenine ya da yavru köpeğin ufak kaçamaklarının delil karartıcısına dönüşüyor.

Hala moda dergisinde yazdığı köşe için çok şeyden daha fazla heyecan duyan uslanmaz bir aşık olarak ben bile artık kendimi analog çekmekte ısrarlı bir Ara Güler gibi hissediyorum. (gerçi tam da bilmiyorum belki adamcağızın böyle bir saplantısı yoktur. Ama burayı okumayacağını düşündüğüm için kendisine salladım)

Halbuki bugün bir twitter ünlüsü tüm gazete tirajlarının toplamından daha çok okunuyor.

*FOMO’m geçti mi? Son davetten notlar.

Geçen yazımda bir sosyal medya kurbanı olduğumdan ve FOMO sendromuna yakalandığımdan bahsetmiştim. FOMO yani fear of missing out yani birşeyleri kaçırma korkusu olarak tanımlanıyor.

Ben de hatırlarsanız ona yetişeyim, buna gideyim derken herşeyi kaçırır, herkeslerin kalbini kırar hale gelmiştim. (bir de korkak bir insanım ki yüzleşmelerden çok panik olurum) Sonra fark ettim ki tüm bu davetler aslında (yine geri dönüyorum) Instagram’da gördüğümüz karelerden ibaret. Hatta denebilirki onlar best of the best’i creme de la creme’i. Yani hesabınızdan takip edebilirsiniz.

Çünkü oraya gittiğinizde de birkaç “abi naber?” “iyi canım yaaa koşturuyoruz.” “ben de işte bir projeler var. Onlarla uğraşıyorum.” “mutlaka gelecek hafta delikat’ta bi’ yemek yiyelim”in dışında birşey konuşmadan hep beraber telefonlarımıza dalıyoruz. En güzel filtrenin telaşında…

Son gittiğim davet ise Levi’s’ın ünlü dövme sanatçısı Emrah Özhan tarafından renklendirilen jean ceketleri şerefine Selfestate’te verilen davetti. Çalışmalar çok güzeldi. Bence böyle bir ceket tam anlamıyla bir yatırım parçası. Ayrıca Levi’s’a çok büyük bravo ki bir Türk sanatçı ile bu tarz bir çalışma yapmış. Ne var yani birçok marka yapıyor diyebilirsiniz. Ama birçok markanın bunu yaparken duyduğu kaygılar nedeni ile sanatçının işlerini ne hale getirdiklerini hatta benliklerini çaldıklarını görüyoruz. Bir de parti mekanında markaların bayatlamış “böööyle büyük büyük branding” olsun saçmalığı hiç yapılmamıştı. Hala ceketlerden kalan olduysa bütçe de ayırabilecek gibiyseniz (600 TL sanırım) gidip bakın derim. 

 

Karışık Not`ların ikinci bölümü için söz vermeyeyim ama haftaya İnşallah diyelim. Bana notlarınız için caglabingol@gmail.com 

Görüşmek üzere!

çağla 

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI