Ana SayfaYazarlarİki Süper Sergi Birden

İki Süper Sergi Birden

Lale Sinemasıydı sanırım okuldan çıkıp İstiklal Caddesi’nden Taksime doğru yürürken “iki süper film birden” değişmez afişi dikkatimi çekerdi. Çok da bilgili olmadığım için sürekli iki süper film birden nereden buluyorlar acaba diye düşünürdüm. Meğer kazın ayağı farklıymış. Ama geçen gün aldığım davet iki süper sergi birden vaat ediyordu ve bu sefer doğruydu.

16 Haziran günü şehrin en iyi galerilerinden Çağla Cabaoğlu’nda eş zamanlı olarak iki sergi başladı. Busergilerden ilk Emre Namyeter’in “Şimdi Değil” isimli karma teknik, çok kısaca soyut olarak tanımlayabileceğimiz ama aslında çok da sınıflandırma yapılamayacak yeni bir tarz. Diğeri de Galeriye yeni eklenen bir üst kattaki Şenol Altun’un “Aydınlatan Heykeller” Projesi. 

Açık söylemek gerekirse hem moda editoryalleri döneminden başlayarak işlerine aşina olduğum ve hem de özellikle Nefes Filmi’nin set fotoğrafları serisiyle beni kendisine daha da hayran bırakan arkadaşım Şenol’un fotoğraftan çok farklı bir disiplinde karşıma çıkacak olması beni davetin en heyecanlandıran yanı olmuştu. Ama genç sanatçı Emre Namyeter’in ilk sergisi de bir o kadar etkileyiciydi. Şenol’a sonra geri dönelim öncelikle “Şimdi Değil”den bahsedelim.

Daha önceden balmumu eriterek hazırlanmış bu tarz bir sergide bulunmuştum. Bunu özellikle Emre’nin işlerini fotoğraflamaya çalışırken fark ettim, çünkü ikisini de en azından Iphone cinsi aletlerle çekmek imkansız. Hadi doğru açıyı şansa buldunuz diyelim çıplak göz ile görülenle aynı etkiyi vermiyor. İlk baktığınızda Cam blok üzerinde çalışılmış gibi geliyor. Ama aslında tahta zemin üzerine gerçekten cam gibi bir cila. Verniğe farklı renkler katarak hazırlanan boyayı Namyeter özel tekniklerle zemine döküyor ve sonra aylar süren kuruma – bekleme süreci başlıyor. Ben figüratif sanatın aşığıyımdır, bu tarz işlerde de kendime yakın olanı az bulurum. Ama “Şimdi Değil” gerek renk zenginliği ya da uygulama ustalığı ile olsun gerek yorumu tamamen seyircisine bırakan ışık, figür, isim gibi her türlü yönlendirici unsurdan arınmış tavrıyla olsun sizi kendisine çekiyor. Sergide bir de karanlık oda var. Orada da eserlerin “glow in the dark” özelliğini görebiliyorsunuz ki bu oda sanki uzay gemisinden gezegenleri seyrediyorsunuz hissi veriyor.

Şimdi Şenol Altun’a gelelim. Başta da söylediğim gibi Şenol’un adını fotoğrafla beraber anmamak beni şaşırtmıştı. Ama “Aydınlatan Heykel”leri görünce bunu da çok güzel yapmış dedim ve sordum var mıydı  böyle bir çalışman? Bir süredir uğraşıyormuş yepyeni aydınlatma üniteleri tasarlamakla ama bugün ilk defa görücüye çıkıyormuş. Birçok farklı malzemenin hayata geri kazandırılma projesi gibi çalışmalar. Size aydınlatma ünitelerinin dekorasyon estetiğindeki yerini sorgulatıyor. Çoğu eserine baktığınız zaman salona sadece bunu koysam bir de sade tasarımlı bir koltuk yeter diyorsunuz. Bazılarının tarantulayı andıran bacakları var, bazılarının gramofondan devşirme abajurları. Fonksiyonel sanat diye buna derim!

İki sergiyi de 12 Temmuz’a kadar Nişantaşı Abdi İpekçi’deki Lalezar Apt. bulunan Çağla Cabaoğlu Galeri’de görmenizi öneririm. 

 

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI