Ana SayfaYaşamŞehrin Gerçek Sahipleri Nasıl Eğlenecek?

Şehrin Gerçek Sahipleri Nasıl Eğlenecek?

Şehrin Gerçek Sahipleri Nasıl Eğlenecek?

Başlığı görüp padişah torunu gibi şehrin tapusunu, güzel mevkili mekanlarında hisse isteyeceğimi düşünmeyin. Şehrin gerçek sahipleri derken, şehir merkezinde yaşamayı şehri çok sevdikleri için tercih edenleri kastediyorum.

Önceleri kendimize göre birkaç kural geliştirmiştik; Salı ve perşembe günleri eğlenecek, cuma günleri maksimum rakı yapacak ve Cumartesi günleri evde dizi izleyecektik. Gel gör ki, yaptığımız fedakarlığa karşın Salı ve Perşembeleri de aldılar elimizden, yaptığımız fedakarlıkla kaldık.

Geçtiğimiz hafta salı günü, Swissotel The Bosphorus içindeki Chalet Restaunt’ın sezon açılış yemeği ve menü tadımı vardı. İsviçre dağ evi konseptini şehrin göbeğinde yaşattılar bize. Şahane ekmekler (burası önemli ekmek severiz biz toplum olarak), lezzetli atıştırmalıklar ve ağır kokusuna rağmen fondü ile kuzey Avrupalı gibi hissettiğimiz bir gece yaşadık. Ben bir ara kendimi Özge Sarıkadılar ile İzmir dedikodusu yaparken buldum, nereye gidersem gideyim İzmirliyim işte.

Ardından, Salı Koridor’u yaptık. Bilenler bilir Koridor önce Nişantaşı’nda sonra Kuruçeşme’de şimdi de Pera’da yaşamaya devam ediyor. Gidip eşi dostu görmek, ne kadar yaşlanmışsın, demek için iyi bir alternatif.

Çarşamba günü mekanlar çok dolu değildir, rahat rahat dans ederiz, flört ederiz diye kendimizi sokaklara attık fakat ne mümkün! Önce L’Appart PR’ın Knitss markası için Neo Lokal’de düzenlediği 2. yıl partisiyle geceye başladık. Dergi editörleri, bloggerlar, influencerlar şahane bir ortam, güzel müzik derken parti bitmeden mekândan çıkmanın cool olduğunu hatırlayıp, Mitteye’ yürümeye karar verdik. Fakat Mitte en az hafta sonu kadar kalabalıktı ve en az hafta sonu kadar dans etmek imkansızdı. Bunun önüne nasıl geçilir bilemiyorum fakat; yıllardır öle bayıla dans ettiğimiz bu mekân benim için artık sadece kalabalık demek. Oradan Klien’ın kardeşi Flamme’ye devam ettik, nispetten daha az kalabalık ve daha dans edilebilirdi ama benim uykum geldiği için dans eden çılgın grubu ardımda bırakıp, mis kokulu çarşaflarıma sarılmak için eve döndüm.

Perşembe günü ise niye sevgilimiz olamıyor, acaba Nişantaşı’ndan bir çıkıp yeni insan tanısak mı, diye dertleşip hemen Efendi Topağacı’na gittik. 12’ye kadar müzik izni olan bir yer burası. Sonra ben de dahil tüm mahalleli sesten rahatsız oluyor, diye müzik kapanıyor. Öyle de oldu. İçeride Demet Evgar da vardı ve hemen yeni filmi sordum ‘’altına imzamı atarım, öyle bir film oldu’’ merak bekliyoruz. Ardından Room&Roomers’a geçip, Nişantaşı’ndan çıkmadan, yeni insan tanımadan, geceyi sonlandırdık.

Cuma gecemi ikea’da geçirdiğim için dışarı çıkamadım. Eğlenceye gönül vermiş, partilerin aranılan siması olmuş herkes bilir ki Cumartesi dışarı çıkılmaz. Fakat; tüm arkadaşlarım DJ Jan Blomqvist performansını izlemeye gidince, evde tek kalmamak adına, mahallede eğlenmeye karar verdim ve Spago ile geceye başladım. Umduğumdan iyiydi, hatta dağıtanlar bile oldu. Chanellerin, Balenciagaların, Guccilerin havada uçuştuğu mekândan böyle eğlence beklemiyordum esasen. Her Cuma, böyle partiler olacakmış artık.

Emirgan’ın gizlisi varsa Nişantaşı’nın Carbon’u var. Grey’in hemen alt kadında geçtiğimiz cumartesi Zeynep Bastık performansıyla kapılarını açan mekân, ilk haftadan tüm mahalleliyi toplamayı başardı. Herkesler ordaydı.

Hadi bye.

Yazan: NIKOLAJ HADZIBULIC 

 

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI