Malala Yousafzai, 2008 yılında Taliban tarafından ele geçirildiğinde Pakistan’ın Swat Vadisi’nden kaçmak zorunda kalmış, o dönemde ise kızların okula gitmesi yasaklanmıştı. Kadınların eğitiminin önemi hakkında halka açık bir şekilde konuşmuş ve ardından Ekim 2012’de 15 yaşındayken okuldan eve dönerken maskeli bir Taliban tarafından vurulmuştu.
Bu nedenle, şu anda Afgan kadınlarının üzerine çöken ızdırabı ve terörü ancak Malala Yousafzai anlayabilir. İşte o yüzden Malala Yousafzai’nin sözlerine kulak vermekte fayda var.
24 yaşındaki aktivist, “kadınlar, azınlıklar ve insan hakları savunucuları için derinden endişe duyduğunu” belirtti ve dünya liderlerinden daha fazla müdahale çağrısında bulundu.
“Taliban’ın Afganistan’ın kontrolünü ele geçirmesini tam bir şok halinde izliyoruz. Küresel, bölgesel ve yerel güçler derhal ateşkes çağrısı yapmalı, acil insani yardım sağlamalı ve mültecileri ve sivilleri korumalıdır” dedi.
Malala, Aralık 2014’te Nobel Barış Ödülü’nü aldı ve en genç Nobel ödülü sahibi oldu. 2013 tarihli I Am Malala adlı kitabında ise, Taliban’ın vadisini işgal etmesini, kız okullarını kapatıp yok etmesini ve sürekli silah sesinden duyduğu korkuyu anlatıyor.
Malala Yousafzai’nin, Taliban’ın ülkenin başkenti Kabil’i yeniden geri alması nedeniyle Afganistan halkı ve özellikle Afgan kadınları için duyduğu endişeyi paylaşıyoruz.
GÜNLÜK TAROT FALINIZ
