Miu Miu İstanbul

Mutlulukla sunuyoruz; beğenerek, çok severek takip ettiğimiz cici markamız Miu Miu, yanı başımıza İstinye Park’a geldi. Çantalarını, ayakkabılarını, koleksiyonuna ait her şeyi yakından biliyoruz. Bu markanın ardında, büyük bir başarı hikayesi yatıyor. Bir tasarımcı ve onun imzasını taşıyan iki ünlü marka. Miuccia Prada ve Prada ile Miu Miu. Kaç tasarımcı iki marka birden yaratıp ikisinde de üst düzey başarıya ulaşabilmiş ki bugüne kadar? Miuccia Prada, işte bunu yaptı, halen de bu başarısını katlamakla meşgul. Yeni siluetler, yeni kesimler, yeni bir görünüş… Prada Group tek tasarımcının iki başarılı (aslında bu iki marka için de çok ünlü, kaliteli, en çok tercih edilen gibi art arda birçok sıfat sıralamak mümkün) markasıyla bir ilki gerçekleştiriyor. Prada, büyük kardeş. Ancak küçük kardeş Miu Miu’nun çok hızlı büyüdüğüne hepimiz bizzat şahit oluyoruz. Hatta neredeyse Prada’nın önüne geçecek kadar… 

Miu Miu, şu anda gününü gün ediyor. Hızlı ilerlemesinin keyfini sürüyor. İnsanın aklına şu takılıyor. Herhalde Miuccia Prada ve Prada Group’un yönetim kurulu başkanı, aynı zamanda eşi olan Patrizio Bertelli oturup düşündüler: “Biz, Jean Paul Gaultier, Marc Jacobs ve John Galliano’nun yapmadığı neyi yapabiliriz?” O da aynı tasarımcı imzasıyla iki ayrı marka yaratmak olsa gerek, bunu alınlarının akıyla yaptılar… Tom Ford’un Gucci ve Yves Saint Laurent’in baş tasarımcılığını yapmış fakat ikisinin birbirine benzerliği yüzünden eleştiri almıştı. Karl Lagarfeld ise hem Chanel hem de Fendi için tasarım yapıyordu. Fakat bu iki marka hiçbir zaman Prada ve Miu Miu aynı seviyeye gelemedi. Chanel hep bir adım öndeydi. Prada Group’un iki çocuğu ise aynı seviyede.

Miuccia Prada bir röportajında bunun eşinin fikri olduğunu söylüyor. Bertelli ise “Hiçbir zaman yenilikten kaçmadık. Çoğu zaman diğerlerinden farklıydık. Miu Miu, kendi kişiliği olan bir marka.” açıklamasını yapıyor. Ve Miu Miu’nun büyüme potansiyeline başından beri inandığını belirtiyor. Miuccia Prada için çıkış noktası, Prada’da yapamadıklarını yapmak istemesi olmuş. “Prada ciddileşmişti. Bunun baskısını hissediyordum. Bazı şeyleri yapamıyordum. Markaya yakışmıyordu.” Ve Miu Miu, İstinye Park’ta Türkiye’deki ilk mağazasıyla bizlerle buluştu. Artık onu çok daha yakından takip edebileceğiz.

Miuccia Prada’nın ardında yatan bu sükunet nedir? Bunu çok insan yanıtlayamaz çünkü kendisini basında görmek biraz zor. Hatta magazin dergilerinde de… Ancak defilelerde ihtişamlı bir şekilde ortaya çıkıyor, başarısının altını çizip tekrar tasarımlarını yaptığı dünyasına geri dönüyor. Aslında onun birçok meziyeti var. 1913’te kurulan lüks firmanın varisi, üniversitede politika okumuş bir kadın, eski profesyonel pandomimci, feminist, modern sanat koleksiyoneri… O birçok şey! Firmanın kurucusu Mario Prada’nın torunu. Miuccia markalarına yeni ürünler katabilmek için tasarımcı olmayı seçti ve eşiyle tanışınca ise bütün hayatı değişti. Bertelli, Prada’ya yeni bir kimlik kazandırdı. Görkemli naylon Prada çantalar uluslararası başarıya ulaştı. Keza ayakkabı koleksiyonu da onu izledi. Prada, lüks sektörüne 1985 yılında tam olarak girdi. Onun başarısı bütün buyer’ları şaşırtmaya yetti. Her sezon Miuccia Prada tasarımları seçildi ve her seferinde bu tasarımlar büyük başarıya ulaştı. Müşteriler de hiçbir zaman Prada çatısı altından çıkan bir üründen şikayet etmedi. Tabii bu da tasarımcıya ikinci markanın cesaretini veren nedenler arasında. Prada’dan gelen kendine güven, yeni markanın doğmasına yardımcı oldu. 

Miu Miu, aslında Miuccia’nın nickname’i. Çocukken arkadaşları onu bu isime çağırırmış. İşte bu nickname’den yola çıkarak adı konan marka bundan 16 yıl önce doğdu. Doğduktan çok kısa süre sonra da çok tanınan bir marka haline geldi. Prada ve Bertelli, 1992 yılında daha özgür, daha spontane,  daha ironik, daha feminen yeni bir marka yaratmaya karar vermişler, bir yıl sonra da amaçlarına ulaşmışlar. Prada “Kocam yeni markamızın her şeyini, onu Prada’nın küçük kız kardeşi olmasını engellemek için ayrı tutmaya gayret ediyordu” diyor. 

İki markayı aslında şöyle tanımlayabiliriz. Prada,  müşterilere stili öğretiyor. Miu Miu ise tutkularının ortaya çıkması konusunda cesaretlendiriyor, kendine bir suç ortağı arıyor. Ve bu marka, birçoğuna da öncü oluyor. Miuccia Prada’nın seçtiği bir desen, bir sürü vitrinde aynı anda ön plana çıkabiliyor. Diğer yandan ikisinin farkı şöyle de anlatılabilir: Prada daha tarihe dayalı bir marka. Logosu hafızalara kazınmış durumda. Diğeri ise sadece 16 yaşında. Ancak Miuccia Prada bunun için “Ciddi olarak şunu anlamamız gerek. Markanın doğası nedir (kalbi), yaşı değil… Bazen gelişigüzel olmak gerekiyor. Bir üründeki kökleri, izleri bulmak önemli. Miu Miu, son moda ayakkabıları, çocuksu elbiseleri ile biliniyor. Bu hala biraz anlaşılmaz bir durum, bilmiyorum. Belki sürekli değiştirmek zorunda kalacağız. Müşterilerimizin ne isteyeceğine bağlı.” Diyor. 

Asıl patlama 2006 yılının Mart ayında yaşanıyor. Patrizio Bertelli, Miu Miu’yu Paris Mod Haftası’nda sunmaya karar veriyor. Aynı zamanda Miu Miu butikleri (şu anda sayısı 30), bu sergilenin ürünleri satmaya başlıyor. Miuccia Prada “Tasarımlarımı dünyanın her yerinde birçok insana satmaktan keyif duyuyorum. Bu çok daha enteresan. Tasarım yaparken kontrast bakış açıları biraraya gelmeli. Hem sofistike olmalı, çünkü çok seviyorum ve bana çok doğal geliyor, hem de dünyayla iletişim halinde olmalı. Bunlar benim için çok önemli. Miu Miu üzerinde çalışırken o an ortamla ne uyumluysa onu yansıtıyorum. Spontane gelişiyor. Eğer bir şeyin üzerinde üç kez düşünüyorsam, duruyorum” diyor.