Ana SayfaMagazinInStyle`a Gülse Birsel konuk oldu

InStyle`a Gülse Birsel konuk oldu

InStyle`ın Aralık ayı sayısına Gülse Birsel konuk oldu.

Avrupa Yakası’ndan sonra ekrandan uzak kalan Gülse Birsel, yeni dizisi Yalan Dünya ile hem  senaryo yazarı hem de oyuncu olarak iddialı bir dönüş yapacak. Bu kez Cihangir’de geçen bir hikayenin anlatıldığı Yalan Dünya’nın hazırlıkları sürerken dizinin müziklerini yapan Nil Karaibrahimgil InStyle için arkadaşı Gülse’yle sohbet ediyor

Nil Karaibrahimgil: Geçenlerde bir kitapta isimlerin insanları etkilediğini okudum. Sürekli o kelimeyi duyuyorsun ve bir şekilde kelimenin gücü seni etkiliyor… Sende isminin böyle bir etkisi var mıdır?

Gülse Birsel: Bunun çirkin bir şakasını yapardık yıllar önce. Bir dergi vardı; zaten beş kişi falan çıkarıyordu dergileri o zaman. Bu dergiyi çıkaranların birinin adı Hüsran, diğerinin adı Kader’di ve dergi asla tiraj alamıyordu. Derdik ki Kader, Hüsran ile ne olacaktı… Bende de bu durumun etkisi var sanırım. Adım annemle babamın isimlerinin ilk heceleri birleşince çıkıyor ortaya; Gültekin’in Gül’ü, Semiha’nın Se’si. Son çocukta yaratacılığımızı çalıştıralım demişler. Abim ile ablam koymuş ismimi. Zaten çok uzak değilim gülmeye. NK: Yani bir isim o kadar tekrarlanınca bir şeye sebep oluyordur herhalde… Sen çocukken komik bir çocuk muydun?          

GB: Komik bir çocuktum ama bu en küçük çocuk olmakla da ilgili olabilir; abim benden 15 yaş, ablam 13 yaş büyük. Ben kaza kurşunuyum ve evdeki herkes erişkinken ben çocuktum. O yüzden de hep, “Hadi şimdi şunu yap, hadi şimdi de şarkı söyle,” derlerdi bana. Ben de çok seviyordum bunu. Bu konuda bir teori var; sanatçılar genellikle ailelerin en küçük çocuğundan çıkıyormuş. Bunu hatta daha da ileri götürüp diyorlar ki, ailenin en büyük çocuğu daha çok sorumluluk alan, daha olgun, daha ciddisi olur. En küçük çocuklar da daha çok ilgi çekmek isteyen, sanat, gösteri dünyasına yakın olurlar. Ben ilgiyi seviyordum. İlkokul yaşantım boyunca şarkıcı olmak istedim, sonra anladım ki sadece istemekle olmuyor; bir de sesinin güzel olması lazım. Ortaokul ve lise boyunca da oyuncu olacağımdan çok emindim. Ailem tabii ki istemiyordu. Boğaziçi’ne girebilecek potansiyeli görüyorlardı bende. Konservatuara yarı zamanlı gitme mevzusunu da kaldırmışlardı o nedenle. Onların istedikleri okula girdim ve oyunculuk mevzusu bitti diye bakıyordum o işe.

NK: Şu ana kadar aslında bizim hikayemiz biraz birbirine benziyor. “Konservatuara gitseydim, Boğaziçi’ndeki yılların yerine oyunculuk öğrenseydim,” diye düşündüğün oluyor mu?

GB: Boğaziçi’ne girdiğimin ikinci yılında gazetede çalışmaya ve yazmaya başladım. Onun için aslında okula gitmekten çok dergiye gidiyor ve yazıyordum. Şu anda senaryo yazmamın esas temelleri orada atıldı ve bana çok faydası oldu. Ama tabii teknik oyunculuk eğitimi almamış olmamın eksikliğini de hissediyorum ara sıra. Özel derslerle arayı kapatmaya çalışıyorum.

Daha fazlası için InStyle almayı unutmayın!

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI