Ana SayfaModaFarah Zeynep Abdullah InStyle Kasım Sayısında

Farah Zeynep Abdullah InStyle Kasım Sayısında

Farah Zeynep Abdullah için ayakları yere basan bir hayalperest dersek teşbihte hata yapmış olmayız çünkü o düş kurmayı, onları gerçekleştirmeyi, yeni deneyimler biriktirmeyi seviyor. Bir aktristin sahip olması gereken tüm meziyetler de ona fazlasıyla bahşedilmiş: oyunculuk yeteneği, kameranın onu, onun kamerayı çok sevmesi, müziğe ve dansa olan ilgisi, güzel sesi ve kendini sürekli geliştirme tutkusu… Onunla bir Çarşamba sabahı Soho House’da buluştuk ve Cecconi’s’de yapacağımız kapak çekim için Nazlı Kayran onu hazırlarken veya Deniz Özgün fotoğraflarını çekerken her kareyi görmek, sonuçtan emin olmak istedi. Ardından birkaç gün sonra Ekşi Elmalar filminin basın toplantısının yapıldığı Ritz Carlton Oteli’nin 618 numaralı odasında bu kez röportajı yapmak üzere bir araya geldik. Üzerinde beyaz kravatı olan siyah bir gömlek elbise, gözlükleri vardı, rimel ve dudak rengindeki ruju dışında makyajsızdı, çok güzel görünüyordu. Yine çok heyecanlıydı ve “Neler konuşacağız,” diye sordu. Ben de “Haydi sohbet eder gibi başlayalım ve kendi akışında bir röportaj yapalım,” dedim. Öyle de oldu; konu konuyu açtı ve uzun zamandır röportaj vermeyen güzel oyuncuyla samimi bir sohbet yaptık.

Ekşi Elmalar nihayet gösterimde. Neler hissediyorsunuz?
Filmden önce filmin bendeki hikayesini anlatmak istiyorum; Yilmaz abi’yi ziyaret için Köyceğiz’e gitmiştim. Filmin senaryosunu okudu, çok etkilendim, kamera arkasına da çok ilgim olduğu için ben bir şekilde bu ekipte olmak istiyorum dedim, yanınızda durayım, asistanlık yapayım, çok güzel bir tecrübe olur benim için dedim ve Yılmaz abi beni senaryo asistanı yaptı. Sonrasında kendimi bir anda Muazzez olarak buldum (gülüyor). Film bittikten sonra şunu hatırladım: Beş-altı sene önce Demet Akbağ’ın doğum gününde Yılmaz ağabey, “Bu özel günün şerefine size yeni yazdığım tiyatro oyununu okuyacağım, bir ağacın ve bir elmanın hikayesi” diyip bir metin okumuştu, işte o metin, bugün Ekşi Elmalar olarak karşınızda.

Unutursam Fısılda’da harika şarkı söyleyebildiğinizi öğrendik ve kendi bestelerinizin olduğunu şimdi öğreniyoruz… 
Babamın plak koleksiyonu var, ilk gittiğim konser sekiz yaşındayken Rolling Stones konseriydi. Bangır bangır müzik dinlenen bir evde büyüdüm. Her türlü müziği çok seviyorum. Duygu hissettirsin, yeter. Genel olarak çok net çizgiler konuluyor ya öyle çizgilerim hiç yok. Üretilen her şeyin iyisi, duygusunu size geçireni güzel diye düşünüyorum.

Aslan burcu olarak pek iltifat insanı değilsiniz, açık sözlü ve dobra bir karakteriniz var… 
Aksini yapamıyorum zaten. O kadar belli oluyor ki.

Kendinizi güzel buluyor musunuz? 
Güzel olup olmamak başka bir şey, kendini güzel hissetmek apayrı bir şey. Ben kendimi çoğu zaman güzel hissediyorum. Herkesin kendini güzel hissetmeye hakkı var. Güzellik içten gelen bir şey. İstediğini yap, öyle hissetmiyorsan hiç anlamı olmuyor

Evde yemek yapar mısınız?
Anneannem çok güzel yemekler yapıyor. Ben kek yapmayı seviyorum. Her çeşit pilav yaparım, Çin pilavı, yumurtalı pilav, karidesli pilav… Makarnaya bayılıyorum. Hamur işlerini, pizzayı seviyorum ama makarnayı bütün hayatım boyunca yiyebilirim.

Röportajın ve çekimin devamı InStyle Kasım sayısında!

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI