Neslihan, göbeğinin altındaki çıkıntının iğrenç olduğunu düşünüyor. Bu yağ kümelerinden iğrenmesini anlatacak kelime bulmakta bile zorlanıyor. Kocasıysa, bu kıvrımları şehvetli bulduğunu söyleme cesaretini artık kendinde bulamıyor. Çünkü Neslihan bu iltifatlara inanmadığı gibi, karnıyla ilgili herhangi bir şey duymaya da tahammül edemiyor. “En azından hamileyken karnımın olmasının bir anlamı vardı ama şimdi onun yüzünden hiçbir elbise, hiçbir etek bana yakışmıyor” diyor. 33 yaşındaki Aslı’ysa dudağından nefret ediyor. “Dudaklarım çok ince ve yüzüme hoş olmayan bir hava veriyor. Monica Belluci’nin olduğu reklamları gördüğümde o kadar sinirleniyorum ki… Haksızlığa uğramış gibi hissediyorum” diyor. Neslihan’ı ya da Aslı’yı ikna etmeye çalışmak için ne kadar uğraşsanız da söylediklerinizden farklı anlamlar çıkarabilirler. Eskiden bu durum sadece kadınların problemi olarak algılanılırken, günümüzde erkekleri de ilgilendirdiği biliniyor. Psikiyatri literatüründe bu duruma dismorfofobi yani beden dismorfik bozukluğu deniyor. Başka bir deyişle kişinin görünümündeki gerçek olmayan, imgesel bir kusur ile uğraşıp durması anlamına geliyor. Klinik Psikolog Melis Kısmet, “Kişi, bedeninin bir ya da birkaç bölgesiyle ilgili devamlı bir rahatsızlık duyar ve kusuru inceleme, giderme ya da gizleme adına ciddi uğraş verir
Moda, güzellik, magazin, sağlık, yaşam ve teknoloji hakkındaki en güncel haberler Trendus bülten ile e-posta adresinize gelsin.
Hemen kaydolun!