Ana SayfaSağlıkDoğum sonrası depresyonla baş etmenin yolları

Doğum sonrası depresyonla baş etmenin yolları

Yapılan çalışmalar doğum sonrası dönemin hamilelik dönemine kıyasla 3-4 kat daha riskli olduğunu ortaya koyuyor. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Humanite Psikiyatri Tıp Merkezi Direktörü Prof. Dr. Sedat Özkan doğumu takip eden ilk 6 ayın, kadın hayatındaki diğer dönemlere oranla psikiyatrik bozuklukların görülme sıklığı oldukça yüksek olduğunu belirtiyor.
Özkan, doğum sonrası ruhsal reaksiyonların ortaya çıkışında, biyolojik, hormonal ve ailesel faktörlerin birlikte ele alınması gerektiğini vurguluyor.
Eş desteğinin eksikliği doğum sonrası depresyon riskini arttırır
Anne sütü vermeyenlerde doğum sonrası depresyonun biraz daha sık olduğu belirtilirken sosyoekonomik yetersizlikler, anne ve çocuk sağlığı ile ilgili sorunları arttırıyor. Bebeğin bakımı, ev işleri varsa diğer çocukların bakımı, anne için ciddi zorluklar oluşturur. Sosyal desteğin, özellikle eşin desteğinin eksikliği doğum sonrası depresyon riskini önemli ölçüde artırıyor. Doğum sonrası depresyon özellikle tedavi edilmediğinde yeni doğanın iyiliği, duygusal, psikolojik, zihinsel gelişimi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
Doğum sonrası depresyonun varlığının bilinmesi ve fark edilmesi tedavide en büyük, en önemli aşamadır. Doğum sonrası depresyon teşhisinin yetersizliğinin doğumu takiben anneden ziyade bebeğin iyiliği üzerine odaklanmaktan doğabilir. Halbuki bu durum annenin depresyonun ilerlemesine neden olabilir, hem de depresyonun fark edilmesini engelleyebilir. Ayrıca adet öncesi gerginlik sendromu yaşayan annelerde doğum sonrası depresyon riski daha fazladır.
Annenin duygusal olgunluğu ve doğuma psikolojik olarak hazırlanması doğum sonrası yaşayıcağı yaşayacağı hayatın kabusa dönüşmesini azaltıcaktır
Annenin kendi annesiyle geçmişteki ilişkisi , uyumu, doyumu ve özdeşleşmesi, annenin kendisiyle ilişkisi, kadınlık ve annelik rollerini içselleştirmesi, annenin bebekle olan ilişki biçimi, annenin eş ile olan ilişkisi, eşin yaklaşımı, annenin sosyo-kültürel durumu ve dünya ile ilgili bireysel bağlarının ne kadar iyi ve işlevsel olduğu ile ilişkilidir.
Çalışan annelerde doğum sonrası depresyon riski daha az
Klinik gözlemler sonucu çalışan annelerde postpartum depresyonunun daha az olduğunu aktaran Prof.Özkan, annenin kendini ve hayatını ihmal etmemesi gerektiğinin altını çiziyor. Anne, anneliğini ön plana çıkarırken, eşliğini, kadınlığını, bireyselliğini de unutmamalı.
Psikolojik ve sosyal destek, yardım ve birçok olguda ilaç (antidepresan) tedavisi gereklidir. Psikiyatrik tedaviye başlamadan önce tiroit fonksiyon bozukluğu,kansızlık gibi duygu durum bozuklukların tıbbi nedenleri dışlanmalıdır. Anneden beklentiler, annelik rolü, hamilelik, doğum ve çocuk yetiştirme ile ilgili aile içi ve toplumsal bakış açıları gerçekçi, bilimsel olmalı ve insancıllaştırılmalıdır. Eğitim ve desteğin artmasıyla depresyon azalacaktır. Duygusal destek ve paylaşım en merkezidir. İlaç tedavisi, psikoterapi ve gerekirse hastaneye yatırılarak tedavi etkin sonuç sağlamaktadır.

INSTAGRAM

SOSYAL MEDYADA BİZ

58,698BeğenenlerBeğen
50,163TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
6,728TakipçilerTakip Et
1,569AboneAbone Ol

TAROT FALI